Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Arada Kalmışlık Fotoğraf Hikayesi

Artık her gün fotoğraf çekiyorum. Neredeyse her gün de burada yazı yazıyorum. Fotoğrafı sanatını size anlatmak için yapmıyorum bunu. Fotoğraf bir sanat olarak görülmez bile. Fotoğraf çekmek benim için sanat ama burada konumuz bu değil. Burada anlatmak istediğim çektiğim fotoğrafların hikayeleri. Burada anlatmak istediğim çektiğim fotoğrafların anlamları.

Arada Kalmışlık




Yukarıdaki fotoğrafa bakın. Ne görüyorsunuz? Eğer "arada kalmışlık" cevabını veriyorsanız amacıma ulaşmışım demektir. Mezar taşları ve adam birbirine ne kadar yakın değil mi? Hem karakter olarak hem de mesafe olarak. Bu fotoğrafta adamın karakter olarak mezar taşlarına yakın olması bizi asıl ilgilendiren konu olmalı. Çünkü bu fotoğraf tam olarak bu yakınlığı anlatmak için çekildi. Fotoğrafta görmüş olduğunuz adam uyuyor. Uyku ölüme en yakın olduğumuz an değil midir? Uyumak geçici bir ölümdür. Bu yüzden adam ölüme bizden daha yakın. Gerçekten daha mı yakın acaba? Tabi ki bunu kimse bilemez. Bu konuda başarılı tahminler de yürütülemez.

Fotoğrafta adamın bulunduğu yeri ve mezar taşlarını aralayan ağaçlı bölgeye bakın. Fotoğrafı bilerek ağaçlı bölgeden çektim. Ölümün olduğu taraftan bir çağrı olsun istedim. Bu fotoğraftaki anlamı güçlendirmek istedim. Fotoğrafta ağaçların dallarının fotoğrafın üst bölgesine nasıl kapladığına bakın. Bir şemsiye gibi ağaç dalları ve yeşillikler içerisinde örtünen bir sır gibi. Ölümle yaşam arasında kalan bir sır. Bu sırrı çözmek mümkün değildir. Ancak yine de onu bu fotoğrafa bakarak görebiliriz. Bu fotoğrafı bu nedenle çektim. Bu fotoğraf hakkında söylenecek çok şey var.





Fotoğraftaki adamın hemen arkasındaki çeşmeye bakın. Işık çeşmeye çok güzel bir şekilde yansıyor. Tıpkı hayatı anlatır gibi güzel de bir rengi var. Çeşmenin orada olduğuna seviniyorum. Fotoğrafa gerçek anlamlarında birini katan bu çeşme oldu. Çeşme hayatı temsil ediyor. Mezar taşlarının ölümü temsil ettiği kadar çeşme de hayatı temsil ediyor. Fotoğraftaki adam da arada kalmışlığın bizzat kendi. İki yeri ayıran bir çizgi var. Benim için bu fotoğraf bu yüzden önemli. Bu fotoğraf yaşamı anlatıyor. Bu fotoğraf düzeni anlatıyor. Gerçek bir düzenle karşı karşıyayız. Bizi de içinde barındıran bir düzen. Bu düzenden kurtulmak mümkün değil. Her kes bir gün ölümü tadacak. Bu fotoğraf "her kes bir gün ölümü tadacak" sözlerini anlatıyor.Bu fotoğrafı "her kes bir gün ölümü tadacak" sözlerinin somutlaştırdığı için de seviyorum.

Bu Fotoğraf Nerede ve Nasıl Çekildi?

Bu fotoğrafın bir hikayesi var. Fotoğraf anlam olarak daha önemli şeyler içeriyor. Ancak ben yine de bu fotoğrafın hikayesini de anlatmak istiyorum. Aslında çok farklı bir hikaye olmamasına rağmen fotoğraf tekniği ile ilgili pek çok bilgi içerdiği için anlatmak istiyorum.

Fotoğraf doğduğum yer olan Kastamonu'da çekildi. Kastamonu, Türkiye'nin bir şehridir. Çok küçük bir şehir değildir. Ancak İstanbul ve Ankara gibi şehirlere göre küçük sayılabilir.

Ben Kastamonu'da doğdum. Beş yaşıma kadar orada kaldım. Orada hava soğuktur. Özellikle kışları çok soğuk geçer. Bu fotoğraf bir son yaz günü çekildi. Akşam olmaya yakın bir zamanda. Fotoğrafın ışığı çok güzel. Işık doğru bir açıdan geliyordu. Her şey tam istediğim gibiydi.

Fotoğrafta görmüş olduğunuz yer Yılanlı Cami adında bir yer. Burası küçük bir ibadethane. Fotoğrafta gördüğünüz alan da ibadethanenin önü. Bense buradan eve gitmek için geçiyordum. Eve giderken fotoğraf çekmeyi severim. Eve gidince bakacak pek çok fotoğraf oluyor elimde. Buradan geçerken fotoğrafta görmüş olduğunuz anı yakaladım. Bakar bakmaz fotoğrafının çekilmesi gereken ölümsüzleştirilmesi gereken bir görüntü olduğunu anladım. Sadece saniyeler içerisinde bu fotoğraftaki anlamı kavramıştım. Işık tam istediğim gibi yansıyordu. Her şey fotoğraf çekmeye son derece uygundu. Ben de yapmam gerekeni yaptım. Her şey sadece iki dakika içerisinde bitmişti. Ölümü ve yaşamı anlatan bir fotoğraf çekmiştim.

Bir ömür süren bir yaşamı iki dakikaya sığdırıp bir dikdörtgen içerisine almam işte böyle oldu.

Adamın arkasındaki eşmeye bakın. Işık o kadar güzel yansımız ki çeşmenin soluk renkleri canlı bir hal almış. Bu canlılık fotoğraftaki yaşamı anlatan tarafı güçlendiren unsur. Ölümü anlatan mezar taşlarına karşın ışığın vurduğu bir çeşme. Eğer ışık çeşmeye vurmasaydı bu fotoğraf bu kadar iyi bir fotoğraf olmazdı. Bu bize fotoğrafta en önemli şeyin ışık olduğunu anlatır. Bu gerçekten de böyledir. Eğer iyi bir fotoğraf eğitimi aldıysanız ışığın fotoğraf için en önemli şey olduğunu ilk derslerde söylerler.

Fotoğrafta her şey ışıkla yapılır. Zaten fotoğrafın kelime anlamı ışıkla çizmektir. Görmüş olduğunuz fotoğrafta tam olarak bunun somutlaşmış halidir. Yani ışığın en önemli unsur oluşu havada kalan bir söz değildir.

Şimdi fotoğraftaki adamın duruşuna bakın. Elinin duruşuna bakın. Kolunun duruşuna bakın. Adamın duruşu yuvarlak hatlardan oluşmaktadır. Bu da adamın duruşunu estetik ve daha da anlamlı kılan bir başka özelliktir. Yuvarlak  hatlar her zaman fotoğrafın beğenilmesini sağlar.

Bu fotoğrafta kendinizden ne buldunuz? Bazen insan yaşarken dahi bu görmüş olduğunuz fotoğrafın farklı alanlarında yer alabilir. Bu yer alma soyuttur. Bu yer alma değişkendir. Ancak yine de vardır.

Teknik Ayrıntılar

Fotoğraftaki teknik ayrıntıları size anlatayım. Fotoğrafı uzun süre önce çektiğim için tam olarak hangi ayarları kullandığımı hatırlamıyorum. Ama yine de bir kaç şey söyleyebilirim.

Fotoğrafı geniş açılı bir lens kullanarak çektim. On sekiz milimetre odak uzaklığına sahip bir lens kullanarak. Geniş açıyla çekmek istedim çünkü etraftaki her ayrıntı fotoğraf karesine girsin istedim. Diyafram değerini yüksek bir değere getirdiğim hatırlıyorum. Yani diyaframı kısarak biraz daha netlik ve fotoğrafta derinlik elde ettim. Böylece fotoğrafta daha fazla alanın net olmasını sağladım. Bu netlik fotoğraftaki tüm alanları daha iyi ve canlı gösterdi. Bu şekilde fotoğraf daha anlamlı oldu.




Teknik ayrıntılar çok da önemli değildir sevgili okuyucularım. Önemli olan fotoğraftaki anlamdır. Eğer bir stok ajansına fotoğraf çekmiyorsanız son model fotoğraf makinelerine, muhteşem objektiflere ihtiyacınız yoktur. Fotoğraf çekerken iyi bir netlik yakalamanız yeterlidir. Fotoğrafınızda ki netlik anlam bakımından sizi desteklemelidir. Unutmayın bir şeyler anlatmak için fotoğraf çekersiniz.


This post first appeared on Photo Stories, FotoÄŸraflar Ve Hikayeleri, please read the originial post: here

Share the post

Arada Kalmışlık Fotoğraf Hikayesi

×

Subscribe to Photo Stories, FotoÄŸraflar Ve Hikayeleri

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×