ki evleneli 1 hafta bile olmamıştır. herneyse bu başka bir konu. Msn messenger vardı birkaç sene öncesine kadar. makinelerimizi server Gibi 7/24 açık tutup hiçbişey yapmasak kim girdi kim çıktı onları izlerdik, sanal aşklarımız sanal kankalarımız vardı. Sonra Zuckenberg piyasaya çıktı ve anlık 

iletişim alanında tekel Olan microsoft ve skype, uygulamalarına facebook apilerini entegre ederek ona tutunmuş oldular. sonradan tüm kuruluşlar egosunu yenip durumu kabullendi ayrı mesele. aslında dur aynı mesele buda. çünkü milyonlarca kullanıcı olan facebook ve twitter'a boyun eğmek yerine adına "Sosyal Medya" diyerek bu tutunma olayını bi nebze absorbe etmiş oldular.

kuzey ıraklı dediğim 35 küsür yaşında asgari ücretli sikik bir kuaför aslında. Ortalama bir aile hayatı görmüş her dişi %98 olasılıkla büyük Olana tutunur ve ailesini hayatını bunun üzerine kurar. türk kızı sığınmacıdır, maceraya gelemez. orada karşı taraf bir arkadaş Yada sevgili değil, Sadece "koca" dır.  Bu seçimin özüne inildiğinde etkileyici unsur olarak sadece kişinin sistem karşıtı, anarşist yada devrimci olup olmadığı sözkonusudur. türk girişimciside sığınmacıdır. "yatırım yapayım bişeyler geliştirirken para kazanayım" yerine "Sabah işe gelip akşam eve gideyim. birşeyler geliştirip para kazanayım" der. bu nokta çok önemlidir. geliştirmeye meyil ettiğimiz topluma faydalı birşeyse bu para ettiği anlamına gelir. en azından onu geliştirirken üretilen yan teknolojiler yada o yolda ilerlerken kurduğumuz bağlantılar vs. bir şekilde geçimi temin edecektir. bunu göremeyen girişimci sadece girmiştir. ve %90 olasılıkla erken boşalacaktır.

Microsoft gibi zuckenberg'inkinemi tutunalım Yoksa Google gibi orkut ve google plus'ı kurarak kendimizinkinimi büyütelim? Yada kolay kolay terketmeyecek, aldığı para belli olan karıya kıza bakmaya meyil etmeyecek bir ameleylemi evlenelim yoksa sevdiğimiz adama birkaç yıl ayar çekip onunla ekşın dolu bir hayatmı geçirelim? kız tarafı için konuşuyorum tabi.

Bu konuda Google'ı çok takdir ediyorum gerçekten. adamlar hem mütevazı hemde opensource zihniyetli. "kumpas çevireyim deve yüküyle para kaldırayım" dan ziyade sürekli birşeyler geliştirip çöpe attıkları gibi dışa bağımlılığı kaldıramayan hükümet gibi adamlar.

Aslında bu insanlarla aynı genetik özellikleri taşıyoruz. şartlar gerektirse içimizdeki william wallace ortaya çıkacak ama 21. yüzyılda tek derdimiz yemek barınma ve sex şimdilik. kalan enerjiyi dünyayı değiştirmeye bilgi alışverişi yapmaya harcadığımız ve kimse böğrümüzü deşip "kraldan merhamet dile lan" şeklinde gaz vermediği için coşamıyoruz.

başlığı yeniden okuyunca şu greenpeace'sçilerin "seninki kaç cm" sloganı aklıma geldi. viral reklamın bu kadar ucuzu. pislik