Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Statoil Binası

Fotoğraf: © Ivan Brodey

Statoil, Norveç’in en büyük petrol ve gaz şirketi. Bölgesel ve uluslararası ofis olarak kullandıkları binaları görünümüyle cesur ve göz alıcı, kullanımıyla esnek ve yenilikçi.

Norveç’in başkenti Oslo’nun dışında yer alan Statoil Binası, birbiri üstüne istiflenmiş bina ünitelerinden oluşuyor. Yapı, cesur mimarisi ile şirketin öncü ve yenilikçi kültürünü yansıttığı gibi, yerel çevreye yeni bir kimlik de kazandırıyor.

Otuz yedi ülkede 30 bin çalışana sahip olan şirketin bölgesel ve uluslararası ofis olarak kullandığı devasa yapıda 2.500 kişi çalışıyor. Muhteşem bir fiyort manzarasına sahip olan yapı kompleksinin tasarımı petrol endüstrisinin yapı form ve tekniklerini yansıtıyor.

Bina, A-lab mimarlık ofisi tarafından tasarlanmış ve pek çok ödül kazanmış. Küçük ve ince çubukların üst üste konulmasıyla oynanan mikado oyunu, binanın tasarımında esin kaynağı olmuş.

Fotoğraf: © Ivan Brodey

Uzun ve beyaz cepheler

Statoil Binası, her biri diğerinin üstüne istiflenmiş eşit boyutlu beş bina ünitesinden oluşuyor. Üç katlı olan her ünite, yaklaşık 140 metre uzunluğunda ve 23 metre genişliğinde. Ünite parçaları gün ışığını rahatlıkla almaları ve manzaraya hakim olmaları için farklı açılarla yerleştirilmiş durumda. Her biri 30 metreye kadar çıkmaya sahip.

Dört dev beton üzerinde sabitlenmiş olan bina, 1.600 prefabrik parçadan oluşuyor. Çelik ve beton kullanılmış üstyapı da dahil olmak üzere binanın pek çok yeri prefabrik hale getirilmiş. Cepheler, prefabrik olmalarına rağmen son derece hava geçirmez; dolayısıyla binanın enerji verimliliğinin ayrılmaz bir parçası olarak da işlev görüyorlar. Proje için özel olarak geliştirilen ince bir profil ise cephede kesintisiz yer alarak güneşlikler ve yağmur perdeleri için sabitleme sağlıyor.

Binanın gölgelendirmesi üst üste gelen koyu renk cam lamellerle sağlanıyor. Cam gölgelikler önceden programlanmış şekilde her kabin yönüne göre açılı bir şekilde birlikte hareket ediyorlar.

Kentsel bir meydan

Zemin katta yer alan atriyum, Statoil Binası’nın en keyifli bölümlerinden biri. Gün ışığından en üst düzeyde faydalanmak için cam bir çatının altında oluşturulmuş olan atriyum, binada çalışan herkesin ofislerine gidebilmeleri için geçtikleri ortak bir alan olarak düşünülmüş. Bu da alanın tam bir sosyal merkez olarak kullanılmasını sağlamış.

Fotoğraf: © Ivan Brodey

Kentsel bir meydan ambiyansına sahip olan tasarım, pek çok sosyal fonksiyonu bir araya getiriyor ve Statoil gibi uluslararası bilgi tabanlı bir şirket için çok istenen anlık karşılaşmaları ve fikirsel paylaşımı desteklemiş oluyor.

Esnek ofis tasarımı

Binada yer alan ofis alanları özel olarak geliştirilmiş bir tavan tasarımı sayesinde havalandırma ve aydınlatmaya erişilebilen altı metrekarelik küçük birimler içeriyor. Bu nedenle değişen ihtiyaçlara kolayca adapte olabilen, yüksek derecede esnekliğe sahip.

Fotoğraf: © a-lab

Neredeyse sütunsuz olan iç mekan tasarımı, büyük toplantı odalarından, çok kişinin çalışabileceği küçük ofislere dek ihtiyaçlara göre rahatlıkla düzenlenebiliyor; istenilen sayı ve boyutta bölümlere ayırmaya olanak sağlıyor.

Çevre

Statoil Binası, olağanüstü formuna ek olarak çevreci ve sürdürülebilir özellikler barındırıyor. Yüzde 85 enerji geri dönüşümüne ve B sınıfı enerji özelliğine sahip.

Fotoğraf: © Luis Fonseca

Binanın çevresi Oslo fiyorduna erişimi olan halka açık bir kamusal parka ve gezi yoluna dönüştürülmüş. Beş hektarlık park, binanın çevresel izlerini en aza indiriyor.

Statoil Binası yazısı Kilsan Blog sitesine aittir.



This post first appeared on Mimari, Sanat, Tasarım, Çevre, Yaşam | Kilsan, please read the originial post: here

Share the post

Statoil Binası

×

Subscribe to Mimari, Sanat, Tasarım, Çevre, Yaşam | Kilsan

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×