Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Time Dergisi, Son 10 Yılın En İyi Oyunlarını Seçti

2020 yılına yaklaşmamızla birlikte her konuda son 10 yılın enleri listeleri yapılmaya başlandı. Time Dergisi de geçtiğimiz on yılın en iyi 10 oyununu seçmiş. Onları sizlere açıklarken seçilen oyunlardan kendi yorumlarımızı da sizlere iletelim dedik. Tabii ki de liste herkesi memnun etmeyecektir. God of war olsa Witcher 3 nerede, Witcher 3 olsa Bioshock Infinite nerede diye sorulabilir doğal olarak ama Time Dergisi’nin kendi listesi olduğunu unutmamak gerek. Evet, şimdi hiç hız kaybetmeden listemize geçelim.

Grand Theft Auto V (2013)

Bu oyunu yıllarca bekledik, çok fazla ertelendi. O kadar çok hype yapıldı ki beklentiyi karşılayacak mı acaba soruları etrafta uçuşuyordu ve GTA V çıkışının 3. gününde 1 milyar dolar gelir elde ederek rekorları kırdı. Açık dünya denince aklımıza gelen ilk oyun oldu. Gerçekten yaşayan bir dünya yapabilen ve bu dünyanın içinde bizi inanılmaz özgür bırakan Rockstar Games, ayrıca farklı ve yeni bir şey denemişti. 3 karakteri eş zamanlı oynuyorduk, aksiyon esnasında istediğimiz karaktere tek tuş ile geçiş yapabiliyorduk. Bunun sayesinde ilginç bir dinamik yakalamıştı oyun. İsterseniz gökdelene iple sarkıp gizli gizli giren Micheal olabilir, isterseniz çatıdan keskin nişancı tüfeği ile ateş açan Franklin olabilir, isterseniz de o an helikopter süren Trevor olabilirsiniz. Bunu sadece tek tuşla ve 1 saniyecik bekleyerek yapabilmemiz çok büyük bir şeydi.

Singleplayer dışında devasa bir Online içerik sundular. GTA IV multiplayer’dan öğrendiklerini burada kullandılar ve bu sayede çok fazla insanı GTA online’a çekmeyi başardılar. Hatta çıkışının üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen roleplay(rol yapma) sunucuları sayesinde tekrar çok popülerleşmişti. GTA V durmak bilmiyor.

GTA V, geçtiğimiz yıllarda inanılmaz bir rekor kırdı. En çok gelir elde eden eğlence ürünü(film-müzik-oyun vb.) olmayı başardı ve en yakın rakibine 2 katı fark attı. GTA V, 6 milyar dolar gelir elde etti. En yakın rakibi ise 2.8 milyar dolar ile Avengers: Endgame.

The Legend of Zelda: Breath of the Wild (2017)

Sunduğu oynanış mekanikleri ve harika açık dünyası ile oyunların oyun olduğunu hatırlatan bir yapım. Yepyeni bir tür yaratmasa da FarCry 3 nasıl oyun sektörünü etkilese de The Legend of Zelda Botw en az onun kadar etkiledi. FarCry 3 çok güzel oyundu ancak görev yapısının diğer oyunlar tarafından kopyalanması yüzünden açık dünya oyunların çoğundan bıkar hale geldik. O kadar çok birbirine benzedi ki oyunlar, 2017 yılında Breath of the wild ilaç gibi geldi. Outpost (karakol) temizle, kuleye tırman ve haritayı aç görevlerinden ziyade şunu yaparsam şu olur mu diye düşündürten çok eğlenceli bir oynanış yapmışlar. Her şey birbirleriyle etkileşim halinde ve ne yapacağınıza dikkatli karar vermeniz gerekiyor. Bu dopdolu dünyayı, herkesin deneyimlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Nintendo Switch ülkemizde çok pahalı ama The Legend of Zelda Botw gibi harika oyunları oynamaya değer.

Fortnite (2017)

Fortnite, ilk çıktığında bir kule savunma(tower defence) oyunuydu. Üzerimize dalga dalga düşmanlar geliyor, birtakım yapılar kurup orayı savunuyorduk. Kendi niş kitlesine sahip olmaya başlıyordu ama popüler Bir Oyun olmaktan çok uzaktı. Tam da o sırada “PUBG” oyun sektörünü kasıp kavuruyordu. PUBG’nin ücretsiz bir alternatifi olmadığını fark eden Fortnite, oyuna battle-royale modu ekledi ve insanlar yığınla akın ettiler. Bununla birlikte inanılmaz büyüklükte bir oyuncu topluluğu oluşturan Epic Games, Fortnite’dan kazandığı gelirlerle Epic Games Store’u yaptı ve Steam’e rakip olmaya karar verdi.

Dark Souls

Dark Souls son 10 yıla en çok damgasını vuran oyunlardan biri. Zorluğu ve karanlık fantezi temasıyla oldukça niş bir kitleye hitap etmesine rağmen, serinin adı duyuldukça kitlesi büyümeye devam etti. Büyük ve güzel bir fan kitlesi oluştu. Neden güzel diyoruz? Çünkü hem From Software kendi kitlesine karşı çok saygılı, hem de kendi kitlesi de stüdyoya karşı çok saygılı, oyuncular birbirine karşı çok yardımsever. Elbette baskın atıp sizi kesen serseriler de var ama yardımseverlerin oranı çok daha fazla. Size yön gösteren, eksik eşyalarınızı tamamlayan, zorlu bosslara karşı yanınızda savaşan, başka oyunlardan ve filmlerden karakterler alıp roleplay(o karaktermiş gibi taklit eden, rol yapan, canlandıran)yapan çok fazla insan var. Hatta bir arkadaşımızın başına şöyle bir şey geldi: diğer oyuncularla dövüşürken garip bir adam geldi. Mor, iri yarı olan ve kendini beğenmiş bir şekilde yürüyen biriydi. Evet, Marvel çizgi romanlarından ve filmlerinden tanıdığımız Thanos‘un roleplay’ini yapan bir oyuncuyla karşılaşmıştı. Adam yürürken yeri işaret ediyor, kendini diğer oyunculardan üstün görüyormuş gibi yapıyordu. Böyle çok hoş şeyler var. Youtube’da da One Punch Man’den Saitama’nın roleplay’ini yapanları da görebilirsiniz.

Dark Souls yeni bir tür de yarattı. Elbette Demon Souls daha önce çıktı ama mekanikleri olsun, bölüm tasarımları olsun, zorluğu olsun, Dark Souls ile birlikte iyice oturmuş ve iyice popülerleşmişti. Souls-like adında bir tür yaratmışlardı. Indie oyunlardan, yüksek bütçeli Triple A oyunlara kadar birçok oyunu etkilemişlerdi. Hatta bunun en güncel örneği Star Wars: Jedi Fallen Order. Böylesine oyun sektörünü etkileyen bir oyunu elbette listeye koymaları gerekirdi.

Biz 2. ve 3. oyunu oynamamıza rağmen ilk oyunu oynamamıştık. Dark Souls Remastered ile ilk oyuna geri dönüş yaptık ve bunca zaman geçmesine rağmen oyun bizi inanılmaz etkiledi. Boss savaşlarıyla olsun, bölüm tasarımlarıyla olsun, atmosferiyle olsun, harika bir oyun. Kesinlikle oynamalısınız. Hatta ilk oyunu oynarken, serinin sonraki oyunlarında yaptıkları şeylerin bebek hallerini görüyorsunuz. 3. Oyunda gördüğünüz bir bölümü, ilk oyunda daha basit halini görebiliyorsunuz.

League of Legends (2009)

MOBA(multiplayer online battle arena) türünü hiç bilmeyen insanların girmesi çok zor. Lakin Riot Games, diğer benzer oyunlar yerine daha basit bir genel yapı kurarak kolay öğrenilen fakat oynadıkça derinleşen bir oyun yaptılar. Bu sayede bu türü iyice yaygınlaştırdılar ve genele hitap etmeyi başardılar. 100’den fazla karakterleriyle, bağımlılık yapıcı oynanışıyla, takım olmayı öğretmesiyle birlikte milyonlarca oyuncuya hitap etmesiyle bu listeye girmesi şaşılacak bir şey değil.

Pokemon GO

Pokemon, Nintendo’nun en büyük markalarından biri. Çizgi-filmleriyle, oyunlarıyla, filmleriyle inanılmaz popülerleşen bir markanın mobil bir oyunu olmaması düşünülemezdi zaten. Pokemon GO, arttırılmış gerçekçilik(augmented reality) ile harmanlanmış bir oyun. Bu yapısıyla insanların iyice ilgisini çekmiş ve pokemon avlamaya yönlendirmiştir. Popülerliği sönmüş gibi gözükse de hala milyonlarca oyuncu tarafından oynanmaktadır.

Minecraft (2009)

Minecraft, çok büyük bir devrim yarattı. Sadece hayatta kalmaya çalıştığın basit bir eğlenceden ziyade oyuncuların yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini besleyen bir oyun oldu. Dilediğiniz her şeyi inşa edebildiğiniz, çok özgür bir oyun. Sanıldığının aksine sadece çocuklar için değil, yetişkinlere de hitap eden bir oyun. Tek başına geliştirilen bir oyun olarak, Indie stüdyoların örnek aldığı bir oyun haline gelmiştir. Minecraft’ı yapan Notch, 2.5 milyar dolar karşılığında Microsoft’a satmıştır.

The Elder Scrolls V: Skyrim (2011)

11.11.11 gibi harika bir tarihte çıkan; müzikleriyle, yan görevleriyle, karakterleriyle, diyaloglarıyla gönlümüzü fetheden bir oyun. Görev zincirlerinin(Quest-chain) uzunluğuyla birlikte sürükleyici olmasıyla kendimizi kaptırmamıza sebep oluyordu.

The Elder Scrolls V: Skyrim gerçekten de harika bir oyundu, fakat kusurları da vardı elbet. Birkaç tanesinden şöyle bahsetmek isteriz. Yaptıklarımızın sonuçları diyalogları etkilememesi bizim için büyük hayal kırıklığıydı. Örnek vermemiz gerekirse: Hırsızlar loncasının kralı olsanız bile hala, hırsızlar loncasına ilk defa girmişiz gibi bizimle konuşmaları, oyunun eksiklerinden bir tanesi. Bunun dışında Bethesda çalışanlarının “loading screen” üzerinden oyunu tasarlamaya alıştıklarından hala eski oyun motorunu kullanıyorlar. Bundan dolayı da oyun, görsel açıdan çok hızlı eskidi. Oynanış mekanikleri olarak da vuruş hissi pek yoktu diyebiliriz. Yeni oyunda bu eksikliklerin de kapanmasını çok isteriz ancak hala aynı motoru kullanacaklarından bu eksiklerin devam edeceğini düşünüyoruz. 10/10 bir oyun olmasa da yeni oyunun da çok başarılı olacağına eminiz.

Skyrim inanılmaz fazla sattı, neredeyse bütün platformlara çıktı. Hatta Bethesda bu konuyla ilgili bir video yayınladı. Kendileriyle alay ettikleri videoda, buzdolabından bile Skyrim oynanabiliyordu. Hatta o eğlenceli videoyu sizlerle paylaşalım.

Portal 2 (2011)

Birkaç öğrencinin geliştirdiği oyunun bu kadar popülerleşmesini kim beklerdi ki? Üstüne üstlük o oyunla kalmayıp harika bir devam oyunu yapmalarını Valve bile tahmin edemezdi. Çok güzel karakterleriyle, eğlenceli puzzle dolu bölümleriyle, harika çalışan portal silahıyla elbette de bu listede olacaktı. Çok ucuz fiyatıyla birlikte neredeyse herkes oynadı, ancak hala oynamadıysanız kesinlikle oynamalısınız. İsterseniz co-op olarak da oynayabilirsiniz. Oyunda ilerledikçe bir hayli şaşıracaksınız.

Disco Elysium(2019)

The Game Awards 2019‘da 4 ödül almasıyla birlikte, Time Dergisi’nin listesine de girmeyi başarmış. Güzel diyaloglarıyla ve ilginç RPG mekanikleriyle oyuncuların ilgisini çekmeyi başaran Disco Elysium, kendine has bir hikaye anlatım tekniğine sahip. Kendi beynimizin kısımlarıyla konuşup belirli kararlar aldıklarımız bu oyunu mutlaka denemelisiniz.

Biz tam olarak memnun olmasak da genel olarak listeyi beğendik. Mutlaka bazı oyunların da bu listede olmasını istiyordunuz ve göremediğinizde hayal kırıklığına uğradığınız. Bu listeden ne kadar memnun kaldınız? Yorumlarda lütfen belirtin. Listede kesinlikle olmalı dediğiniz oyunları bizimle paylaşabilirsiniz.



This post first appeared on ThatsGameBro, please read the originial post: here

Share the post

Time Dergisi, Son 10 Yılın En İyi Oyunlarını Seçti

×

Subscribe to Thatsgamebro

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×