Bazı turistik hareketler vardır, yaparsınız ama sonra "ne işim vardı orada yav?" dersiniz. İngiltere'nin ünlü Stonehenge kalıntıları da insanda aynen bu duyguyu uyandırıyor. Gitmeseniz olmaz, "şöyle güzel böyle güzel" diye binlerce kişi övmüş. Giderseniz bu kez de "bunun nesini övmüşler?" diyebilirsiniz. Geniş bir düzlükte daire şeklinde dizilmiş büyük taşlar düşünün, daha da iyisi fotoğrafa bakın lütfen. Budur. Başka bir numara yok. Ya da var mı?

Stonehenge'e girişte biletle beraber alabileceğiniz elektronik rehberi kulağınıza dayadığınızda buraya neden bu kadar çok ziyaretçi geldiğini anlıyorsunuz. Rehberdeki ses Stonehenge'i anlatıyor (yoksa anlatmıyor mu?), dinleyelim.

- Stonehenge'e bu taşların neden dikildiği tam bilinememektedir. Valla. Bilmiyoruz.
- Taşlar buraya başka bir yerden taşınmıştır ama nereden olduğu konusunda halen bir karara varılamamıştır. Bilmiyoruz. Yani.
-Stonehenge bir mezar anıt olabilir ama tam da emin olamıyoruz. Fakat belli bir süre böyle kullanıldığını sanıyoruz. Ama tam da emin değiliz. Sanki. Belki. Yani.
-Yaz dönencesi (21 Haziran) bu kalıntıların orta kısmında işaretlenmiştir. İrlanda'daki başka bir yapıda da kış dönencesi işaretlidir. Aralarındaki ilişki konusunda pek bilgimiz yok. Valla. Bilmiyoruz. Yani.
- Bu kalıntıların dünyanın manyetik alanının en kuvvetli yerlerinden birini işaretlediği savını savunanlar da var. Doğru da olabilir, yanlışta. Valla. Bilmiyoruz. Yani.

  Stonehenge'de görecek bir şey yok ama merak edilecek çok şey var. Gitmek görmek lazım. Ama siz bana bakmayın. Dediklerim doğru da olabilir, yanlışta. Valla. Bilmiyoruz. Yani.

Kendiniz görün.

Gezmek lazım bazen.