Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

GÖNLÜ TAHT ...b2 DEVAM YAZISI

HİKAYENİN BAŞI İÇİN TIKLAYINIZ
Anahtar yoktu ama bir kitap vardı. Üzerindeki yılların, tozuna rağmen sağlam görünüyordu. Üzerindeki yeşil kaplamaya altın yaldızlarla yapılmış süslemeler hala canlıydı. Bulduğu bir paçavrayla güzelce sildi kapağını. Hemen o eskilik o, terkedilmişlik gidiverdi üzerinden. Sanki sokakta üşümüş bir kedi yavrusu sevmişti de o da canlanı vermişti. Kapağını açarken içinde bir şeyler oldu ama adını koymak zordu. Muhteşem bir el yazmasıydı kitap. İlk sayfada Osmanlıca olduğunu düşündüğü yazılar çok sade ve okunaklı yazılmıştı. Yaz boyu kızın kuran kursu derslerine yardım ettiğinden, eskisi kadar olmasa da iyi okur hale gelmişti eski yazıyı. Ama bilmediği ilk kez gördüğü harfler vardı. Yinede ilk cümleleri okumaya çalıştı.
“ARADIĞIN ANAHTAR KALBDEDİR”
Bir an titredi elinde olmadan. Büyük ve ürkütücü bir rastlantı olmalıydı. Hemen kapattı kitabı. Ayırdığı eşyaları torbalara yerleştirdi. Ama aklı hep kitaptaydı. Tabii birde kapalı olan dolapta. Kim bilir içerde daha neler vardı. Teyzesinin oğluna bu dolap için bir haber bırakmalıydı. Onu isteyen yoksa olduğu gibi kendisi alabilirdi. Böyle iki el yazması daha çıksa epey bir para edebilirdi. Hemen tanıdığı sahaflara bunu göstermeliydi.


KİTAP…

Eve geldiğinde saat epey ileri olmasına rağmen annesini ayakta buldu. Hal bu ki uyumuş olmasını dilemişti. Bunları en azından bir yıkar temizler öyle gösterirdi. Kitabı arabada bıraktığına sevindi. Şimdi ona da el koyardı. Nede olsa onun hatıralarıydı. Kesinlikle annesine iade edecekti ama önce merakını gidermek istiyordu.
“ Canım yatmadın mı sen daha. Ah ah heyacan yapmış benim anacım. Bak getirdim emanetlerini. Ama istersen yıkıyalım paklayalım, tertemiz bakalım hepsine.”
“Sakın ha kızım. Bunlar sizin kumaşlarınızı gibi makinede falan yıkanmaz. Sen bilemezsin ben hallederim. Sen koy hele benim odama onları. Gerisini dert etme”
“ Olur canikom. Ama kendini çok yormak yok. Tamamı ? bir de bunlar çok tozlu sana hiç iyi gelmezler ya neyse”
“Hadi hadi… olmaz bana bir şey. sende bir duş alıp yat çok yorgun görünüyorsun.”
“Haklısın canım. Sabah erken işlerim var. Hemen gidiyorum odama. İyi geceler”
odasının kapısını ardından kapatınca fark etti ne kadar yorgun olduğunu. Hemen üzerini çıkarım pijamalarını giydi. Duş için bile bekleyemeyecekti. Yatağa uzanır uzanmaz kendinden geçti. Derin uykuya dalarken, çok uzaklardan bir ışık parlamış gibi geldi. Ama aldırmadı çok uykusu vardı.

Yüzünde esintiyi hissedince gözlerini açtı aniden. Odası çok aydınlıktı ama eşyaları belli belirsiz görünüyordu. Başında beyaz bir sarık, elbisesi beyaz, yüzü beyaz, gönlü beyaz, ap ak bir dede tam karşısındaydı. Korkmadı ama hayrete düşmüştü. Ne kadar iriydiler. Onların yanında küçücük kalmıştı. Kalabalıktılar ama sadece o dedenin yüzü görünüyordu. İçeride bir esinti varmış gibi elbiseleri uçuşuyordu hafiften. Kolunu kaldırdı ve bir yer gösterir gibi uzattı. O yöne bakarken, kendi metanetine hayret etti. Şimdi çığlık çığlığa bağırıyor olmalıydı. Odanın ortasında dev beyaz bir dede ve diğerleri.
Gösterilen tarafta bir yol vardı asfalt, çok temiz bir yüzeyi ve şeritleri vardı. Çok ilerde bir bina ,o binayı da geçince bir yüce ağaç görünüyordu. Sanırım o yola doğru gitmesi isteniyordu. Meraklanmıştı o da istiyordu ama kıpırdayamadı. Yeniden dene di, yüklendi, kanter içinde kalıncaya kadar uğraştı ama hareket edemiyordu. Dedeye doğru baktı. Gülümsüyordu. Elinde de dedesinin dolabında bulduğu kitap vardı… DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


This post first appeared on Bendedir Kalp Ilahi AÅŸk Yolunda..., please read the originial post: here

Share the post

GÖNLÜ TAHT ...b2 DEVAM YAZISI

×

Subscribe to Bendedir Kalp Ilahi AÅŸk Yolunda...

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×