Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

GÖNLÜ TAHT ...b3 DEVAM YAZISI

HİKAYENİN BAŞI İÇİN TIKLAYINIZ
Meraklanmıştı o da istiyordu ama kıpırdayamadı. Yeniden denedi, yüklendi, kanter içinde kalıncaya Kadar uğraştı ama hareket edemiyordu. Dedeye doğru baktı. Gülümsüyordu. Elinde de dedesinin dolabında bulduğu kitap vardı. Işıl ışıl parlıyordu. Her bir yaldızlı yazısı, ayrı ayrı parıltılardaydı. İlk kez içini korku kapladı. Bağırmak için ağzını açtı ama sesi çıkmıyordu. Dede yeniden gülümsedi yatıştırmak istercesine. Gönlü rahatlayıverdi, korkuda kalmamıştı, heyecanda. Yine gösterilen tarafa baktı. Ağaç biraz daha yaklaşmıştı sanki. Her dalı, yaprağı belirgindi. Şimdiye kadar gördüğü hiçbir ağaca benzemiyordu. Elini uzattı, tam dokunmak üzereydi ki ağaç uzaklaşıverdi. Üzüntüyle gözlerini kapadı. Parlaklık ve aydınlık yavaş yavaş solmaya başladı. Ama o bitmesini istemiyordu. Tekrar dedeyi görmek istiyordu. Gözlerini açtı, karanlıktı. Odasındaki tüm eşyalara ilk kez görüyormuşçasına tek tek baktı. Rüya görmüş olmalıydı. Ama rüya değildi. Şimdiye kadar gördüğü rüyalara benzemiyordu. Günün yorgunluğuyla hemen uyumuşmuydu. Saate takıldı gözleri, altı olmuştu. Doğruldu yatağında. Demek ki hemen uyumuş ve rüya görmüştü. Çok dinlenmiş, yenilenmiş hissediyordu kendini. Yüzünü yıkamak için lavobaya giderken sabah ezanı başladı. Yaşadıklarının üzerinde durmamaya karar vermişti.


SAHAF…

Sahafların hiç birinden tatmin edici bir cevap alamamıştı. Sabahtan beri gitmediği kimse kalmamıştı. En son bu dükkana yollamışlardı. Epeyce para veren olmuştu ama ne okumasına yardımcı olabilmişlerdi, nede evveliyatına dair bir şey söyleyebilmişlerdi. Bu dükkanda da küçük bir çocuk vardı. Dedesinin camide olduğunu beklemesi gerektiğini söylemiş ve kapının önüne çıkmıştı. Burada kitapların arasında tek başına oturup durmak sinirlerini bozuyordu. Her ne kadar rüyanın üzerinde durmama kararı almışsa da sabah ilk işi internetten o ağacın cinsine bakmak olmuştu. Kesin emin değildi ama gördüğüne en benzer ağaç sakız ağacıydı. Ama öyle gördüğü gibi büyük bir ağaç değildi. Bir nebze olsun merakı yatışmıştı. Daha fazla ileriye gitmek niyetinde değildi. Işıktaki değişiklik üzerine kapıya döndü, yaşlı buruş buruş iki büklüm bir adamcağız içeri giriyordu.
“ Hoş geldiniz kızım. Torun söyledi bir kitap göstermek istiyormuşsun.”
“ Evet. Dedemin eşyalarının arasından çıktı.”
Kitabı torbadan çıkarıp uzattı. Yaşlı adam bir an hayran hayran kitaba baktıktan sonra,
“ Sen otur kızım. Ben bir abdest tazeleyip geleyim. Bu öyle yarım yamalak abdestle dokunulacaklardan değil.”
“ Ama ben baktım kuran değil bu.”
Sakin sakin gülümsedi adam.
“Sonra anlatırım kızım. Sonra anlatırım. Sen otur hele biraz daha sabret.”
Yaşına rağmen hiç üşenmediğine göre önemli bir şey diye düşündü, kendiside rahatsız olmuştu. Torbasıyla masanın üzerine bıraktı kitabı. Acaba bu ihtiyara rüyadan da bahsetmelimiydi. Ne gerek vardı ki. Belli ki olayın heyecanına kapılmış ve o rüyayı görmüştü. Torun elinde bir bardak çayla içeri girdi.
“ Dedem yolladı, iyi gelirmiş.”
“Teşekkür ederim tatlım.”
Yaşlı adam geri geldiğinde çayı da yeni bitmişti. Boş bardağı kitabın üzerine koyuyordu ki,
“ Aman kızım o bardağı koymayalım oraya, o bizler için çok kıymetli.”
Eli havada kalmıştı… HİKAYENİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


This post first appeared on Bendedir Kalp Ilahi AÅŸk Yolunda..., please read the originial post: here

Share the post

GÖNLÜ TAHT ...b3 DEVAM YAZISI

×

Subscribe to Bendedir Kalp Ilahi AÅŸk Yolunda...

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×