Ishiguro’yu ilk defa okudum ve çok beğendim. Bu yılın Nobel Edebiyat Odülü’nün sahibi olması dikkatimi çekmişti.
İtaat, Sadakat, Arzuların bastırılması ; bu duygularla tanışmaya hazır mısınız?
Kahramanımızın adı Stevens; İngiltere’de, butler denen ve soyu tükenmiş, frakı ve her türlü resmiyeti yerinde, bir malikânenin baş uşağı olan bir kişinin yaşadıklarını anlatıyor. Duygularını disiplinli bir denetim altında tutan, onun için olmadığını bildiği şeye el uzatmayan, birtakım soyut şeref kodlarına karşı gevşemez yükümlülük bağları olan bir insan tipi canlandırılıyor. Kişiliği, hiçbir zaman hayatın ve kaderin ona uygun gördüğü üniformanın içinden çıkmayan biridir.
Bazen okurken bu kadar da olmaz dedirten bir sadakat ile karşılaştım.
Yer yer Stevens’e kızdığım anlarda oldu.
Geriye, mesleğinin kendisine yüklediği o yapay tumturaklılık içinde ölen babasını bırakıp içki servisine koşan ve tutkusunu sevdiği kadına değil kendine de söyleyemeyen yaşlanmış uşak kalıyor, ‘günden kalanlar’la baş başa.
Tanıtım Bülteninde; Bir roman düşünün ki asıl anlattığı, tek bir satırında dahi geçmeyen duygular, umutlar, hayal kırıklıkları, özlemler olsun. Kazuo Ishiguro’nun benzersiz tarzını en iyi ortaya koyduğu eserlerinden biri olan Günden Kalanlar böyle bir roman…
İngiliz malikânelerinin ihtişamını yitirdiği dönemin son büyük başuşaklarından biridir Stevens. Amerikalı yeni işvereninin arzuladığı düzeni kurmak için birlikte çalıştığı eski kâhyayı ziyaret etmeye karar verir ve İngiliz taşrasında bir yolculuğa çıkar. Yol boyunca karşılaştığı manzaraların ve insanların yarattığı izlenimler anılarıyla ve mesleğinin gereklerine dair düşünceleriyle birleşerek, özenle bastırdığı duygularını ortaya sererken, hayatını idealleri uğruna harcayan Stevens basmakalıp fikirleri ve saplantılarıyla okurun kalbini fetheden eşsiz bir kahramana dönüşür.
Bunun filimi varmı diye düşünürken, Günden Kalanlar’ın filmini gördüm. Filim çok güzel olmuş. Ben herne kadar filimler romanın bir yönünü ortaya çıkarıyor. Gerçek romandan uzaklaşıyor desemde, Oysa bu filim çok güzel olmuş. Tabii usta oyuncular ve asıl başarı yönetmen James Ivory’nin.
This post first appeared on Kadın Gazetesi Gülüşün Dünyası, please read the originial post: here