Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Somurtmaya Gerek Yok!

Varlığından şüphe duyulan, ütopik bir özgürlüğe sahip olmuşcasına uyanmak herhangi bir sabah ve uzun zamandır dinlenilmemiş bir şarkının mısralarını mırıldanmak müzik eşliginde… Son zamanlar böyle hissediyorum nedense.

Akşam güneş batmadan hemen önce pencereyi açınca Sanki taze dağ havası doluyor içeriye ve ben sarp dorukların üzerinden ince memed gibi atlayıveriyorum sanki uzun bacaklarımı yay gibi gererek. Dalgaların arasında belli belirsiz ilerleyen bir geminin ılıman bir sabah vakti durgun sulara ulaşması Kadar çocuksuyum bu günlerde.

Muhtemelen uzun zamandır verilen bir mücadelenin nihayet sonuç vermeye başlamış olmasının büyük etkisi var bunda. Biraz da büyüdüğümün farkına hatalarımın bedellerini belli bir ölçüde ödemiş olarak varmamdan kaynaklanıyor sanırım.

Büyürken edinilen bir çok varsayımın gerçekçi olmadığının farkına varıyor Insan zamanla. Hayatın o kadar da adil olmadığını öğreniyorsun mesela; sen ne kadar iyi yürekli olursan ol hayat her zaman güleryüzlü olmayabiliyor. Tüm mesele gerçekle yüzyüze kalındığında çabuk ayak uydurabilmek zamana.

Her şeye rağmen insan masum bir inançla kurduğu ve iyimser olduğu ölçüde gerçekdışı bırakılmış tutumlarını yüreğinin bir yerinde saklayabildiği kadar değerli. Bir başka deyişle, insan değer verdiği ölçüde değerli.



This post first appeared on The Abyss, please read the originial post: here

Share the post

Somurtmaya Gerek Yok!

×

Subscribe to The Abyss

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×