Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Türk Demokrasi Vakfı’nın Düzenlediği Demokrasi Şurası… Işın Çelebi: “Bir Toplumda Zulüm Artıyorsa Ekonomi de Kendi İçine Kapanıyor”

Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: ADEM KARABAYIR

Eski Ekonomi Bakanı Prof. Dr. Işın Çelebi, Türk Demokrasi Vakfı’nın düzenlediği Demokrasi Şurası’nda; “Ne zaman zulüm artıyorsa adalet yazılıyor. Adaletle zulüm, birbirinin tersi. Bir toplumda zulüm artıyorsa ekonomi de kendi içine kapanıyor. Şu anda bugün, Türkiye’nin ekonomisini yönetenler, neyi, nasıl daha iyi gösterebiliriz çabası içindeler” dedi.

Türk Demokrasi Vakfı’nın “Demokrasi Şurası” toplantısı, İstanbul’da yapıldı. Programa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, siyasi partilerin genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve belediye başkanları katıldı.

Programın ikinci oturumu; eski SHP Genel Başkanı, eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın’ın moderatörlüğünde, “Hukuk Devleti- Ekonomi İlişkisi: Özgürlük, Ekmeği Nasıl Büyütür” başlığıyla yapıldı. Oturumda konuşan eski Ekonomi Bakanı Prof. Dr. Işın Çelebi, şunları söyledi:

“TÜRKİYE ŞU ANDA BİR KARANLIKTAN GEÇİYOR: Kürtçe yasağı varken İbrahim Tatlıses’in kasetleri 100 bin satıyordu. İsimler Kürtçe yazılamazdı. Rahmetli (Turgut) Özal’ın uzun vadeli ve geniş vizyonu içinde onu düzeltme kararı aldığımızda, herkes bize ‘Ne yapıyorsunuz’ diye sormuştu, karşı çıkmıştı. O süreçte biz Kürtçeyi serbest bıraktık. İsimlerin yazılmasını serbest bıraktık. 100 bin satan İbrahim Tatlıses kasetleri 5 bin satmamaya başladı. Özgürlük müthiş bir ferahlık sağlıyor. Ferahlık, şu anda Türkiye’nin de ihtiyacı olan bir kelime. Bu ferahlıktan refaha geçiş de konuşulması gereken bir nokta. Şimdi 100 yıllık Cumhuriyet tarihi ve 80 yıllık demokrasi tarihi ve kültürü var. Türkiye’nin şu anda bir karanlıktan geçtiğini görüyoruz ama sabahki oturumda sayın genel başkanlarımız, şunu söyledi. Onu özel olarak not aldım. ‘Şafağa yakın, gece çok karanlık olur’ diye.

AÇIK OLMAK, GELİŞMENİN BAŞ KOŞULU: Gelecek için ortak hedefler ve çözümleri de burada sunmaya çalışıyorum. Ekonomiyle kapalı ekonomi uyuşmuyor. Açık ekonomiye ve açık topluma ihtiyaç var. Açık toplum felsefesine ihtiyaç var. Açık ekonomi, rekabeti ve verimliliği getiriyor, üretim artışını getiriyorum. Ne kadar ülkeler içine kapanıyorsa, örneğin Kuzey Kore, bir de Güney Kore’yi karşılaştırın. Açık olmak, demokrat olmak, tartışabilmek, rekabet ortamını yaratabilmek, gelişmenin baş koşulu. Böyle öğrendim, böyle gördüm ve yaşadıklarımdan, deneyimlerimle bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Ne zaman zulüm artıyorsa adalet yazılıyor. Adaletle zulüm, birbirinin tersi. Bir toplumda zulüm artıyorsa ekonomi de kendi içine kapanıyor. Şu anda bugün, Türkiye’nin ekonomisini yönetenler, neyi, nasıl daha iyi gösterebiliriz çabası içindeler.

BÜTÇENİN NEREDE OYLANDIĞI BELLİ DEĞİL: İşte bütçe geçti, bütçenin ne olduğunu bilmiyoruz. Bütçe Meclis’te tartışılıyor ama kanunlaşmıyor, orada oylanmıyor. Bütçe nerede oylanıyor, nerede hazırlanıyor, kim, ne diyor; belli değil. Bütçenin rakamları sürekli değişiyor. Nakit akımlarına bakın, nakit akışında müthiş bir fazlalık görüyorsunuz kasım ayı itibarıyla. Neden? BOTAŞ’a olan 100 küsur milyar TL’yi ödemiyor. Halbuki onu ödemesi gerekiyor. Transfer etmesi lazım borcu. Kur korumalı mevduata vermesi gereken parayı vermiyor, nakit fazlası gösteriyor. Şu anda nakit fazlası 90 milyarın üzerinde. Gerçek mi, değil. Bütçe açığı daha eylül ayında ortalama orta vadeli planda 400 milyar TL gösterildi. Şimdi bütçe sanki fazla verecek gibi gösteriliyor. Seçim ekonomisi dönemine başladık. Ben söyleyeyim size. 2023’ün ilk 6 ayını ben 2- 3 ayı ayrı ayrı değerlendirmek gerektiğini, ikinci 6 ayı da ayrı değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hiçbir şey belli değil.

PEMBE TABLOYLA İYİLEŞME SENARYOSU YAZILIYOR: Cari işlemler açığı belli değil mi, değil. Bütçe açığı belli mi, değil. Enflasyon rakamı ne kadar gerçekçi, işte matematiksel baz hesabıyla yüzde 65- 67’ye düşecek. Ne kadar doğru, belli değil. Hayat pahalılığı, ücret artışlarının üstünde bir enflasyonun olmasıyla çok özdeş bir şey. Hayat pahalılığını hep beraber bütün toplum yaşıyor ama başka bir pembe tabloyla bu yokmuş gibi bir iyileşme senaryosu yazılıyor. Oysa buna harcanacak emek ve zaman, ekonomiyi iyileştirmek için yapılsa çok daha faydalı bir iş yapılacak. Açık ekonomi ve açık toplum benim çok temel anlayışım. Açıklık olmadan, şeffaflık olmadan bir kalkınmanın, gelişmenin olmayacağını düşünüyorum. Ben, sürdürülebilir kalkınma konusunda çok derinlemesine çalışıyorum.

EN BÜYÜK HAK MÜCADELESİ, ADALET MÜCADELESİ: 17 başlık var. Bu 17 başlık; açlığa son, yoksulluğa son, eğitimde kalitenin artması, sağlık sisteminin düzenlenmesi, cinsiyet ayrımcılığına son verilmesi, iklim değişikliği çok önemli, bunlar bir bütün. Tek tek ayrı ayrı maddeler değil, bir bütünün parçası. Sürdürülebilir kalkınma anlayışında, her şeyden önce bu bütünlüğün gerçekleşebilmesi için hukuk devleti ilkelerinin çalışması ve adaletin çalışması lazım. Adalet demek, adil olmak ve güven demek. Güven ortamı yok. Adalet yoksa güven ortamı yok. Bütün yaşamım boyunca en büyük hak mücadelesinin, adalet mücadelesi olduğunu görüyorum şu anda.

VOLKSWAGEN, HUKUK DEVLETİ İLKELERİ ÇALIŞMADIĞI İÇİN TÜRKİYE’DE YATIRIMDAN VAZGEÇTİ: Bugün Türkiye, geçmişi çok değerlendiremeyeceğim ama şu anda adalet meselesinin ve hukuk devletinin olmamasının Türkiye’ye çok ciddi kayıplar yarattığını söyleyebilirim. Örnek, Manisa’da Volkswagen çok büyük bir yatırım yapacaktı. Bizle de görüştü. Hukuk devleti ilkelerinin çalışmaması nedeniyle vazgeçtiler yatırımdan. Aynı Volkswagen, Çin’in 8 tane büyük fabrika yatırımı var ama Türkiye’de yok. Çünkü Türkiye’de hukukun olmadığını düşünüyorlar ve ‘Yarın o kar transferini nasıl yapacağım, üretimi nasıl yapacağım, çalışanla işveren arasındaki ilişkileri nasıl düzenleyeceğim, hiçbir fikrim yok diyor’ adam. Türkiye’nin mutlaka demokrasi anlayışını kökleştirmesi lazım. Yani bizim 80 yıllık demokrasi kültürümüzü işler hale getirmemiz lazım. Kökleşmesi çok önemli.

SSK VE BAĞ- KUR ÇÖKTÜ: Adalet ve zulüm kavramları, çok iç içe geçen iki kavram. Adalet yoksa zulüm var. İşte adalet yoksa toplumda eşitsizlik var. Üstünlerin adaleti ortaya çıkıyor. Parası olanın adaleti oluyor. Parası olmayanın hiç adalet mekanizmasıyla bir ilişkisi kalmıyor. Oysa yasalar önünde herkesin eşit olması lazım. Eşitlik çok önemli. Şimdi böyle bir durumda, zulmün arttığı, belirsizliğin arttığı bir süreci yaşıyoruz. İktisat teorisinin önemli kurallarından biri, beklentiler. Şimdi bizim bugün Türkiye’de karar alıcılar, üretim yapanları, çalışanların beklentileri tamamen yok olmuş vaziyette. Sadece istenen, asgari ücret 5 bin 500 liradan işte 10 bin liraya çıksın. EYT problemi çözülsün ama hiç kimse şu meseleyi tartışmaya cesaret edemiyor. Emekli sandığı, SSK ve Bağ- Kur çöktü. Çalışmıyor. Erken emeklilik acaba ne kadar uygun?

1,5 ÇALIŞAN BİR EMEKLİYİ FİNANSE EDİYOR: Dört çalışanın bir emekliyi finanse etmesi gerekirken biz şu anda, 1,5 çalışan bir emekliyi finanse ediliyor ama biz bunun önünde duramıyoruz. Niye duramıyoruz, çünkü biz popülizmi ön planda tutuyoruz. Bu kapalı ekonominin mantığı, Kuzey Kore mantığı. Onun için ekonomik kalkınma ve büyüme mutlaka güven ortamı ve şeffaflığa ihtiyacımız var. Açık ve net olmaya ihtiyacımız var. Aksi bir ortamda, güven yoksa belirsizlik var demektir. Kimse, geleceğinden emin değil demektir. Böyle bir süreçte kimse yatırım yapmaz. Kimse kendini güvende hissetmez. O zaman büyüme ve kalkınma olmaz, ekonomi olmaz.”

Türk Demokrasi Vakfı’nın Düzenlediği Demokrasi Şurası… Işın Çelebi: “Bir Toplumda Zulüm Artıyorsa Ekonomi de Kendi İçine Kapanıyor” yazısı ilk önce Güncel Sağlık Sitesi üzerinde ortaya çıktı.



This post first appeared on Sağlıklı Ve Fit, please read the originial post: here

Share the post

Türk Demokrasi Vakfı’nın Düzenlediği Demokrasi Şurası… Işın Çelebi: “Bir Toplumda Zulüm Artıyorsa Ekonomi de Kendi İçine Kapanıyor”

×

Subscribe to Sağlıklı Ve Fit

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×