Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Ya zeka, hep yapay olsaydı?

Efendim ben Yapay falan bilmem. Zeka veya bilinç, sadece belli bir canlı grubunun sahip olduğu bir yetidir ve öyle de kalmalıdır. Teknik ve teknoloji, insan kabiliyetlerinin erişemeyeceği işler için başımızın üzerinde ama “Bizim Yapay Zeka ne biçim resim çiziyor” dediğiniz noktada yollarımız ayrılıyor. Adına üretken yapay zeka dedikleri bu balon, faydalı olmak bir yana; ciddi şekilde zararlı olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.

Ne yapıyor bu yapay zeka?

Aslında önemli bir kısmımızın durumdan zerre haberi yok.

“Eçnebiler çıkardıysa, vardır bir bildikleri.”

diyeni bile gördüm.

Peki gerçekten, ne yapıyor bu yapay zeka?

Yapay zeka yazılımlarının farklı türleri var ve aslında yeni de değil. Google, bu teknoloji üzerinde uzun zamandır çalışıyor ve bunu arama motorunun siteleri daha iyi değerlendirmesi için kullanıyor. Verileri ve kurallar üzerinden, 7 gün 24 saat analiz yapan sistem; hangi sitenin daha iyi olduğuna karar vererek, kullanıcıların yaptığı aramalarda ön sıralara çıkmasını sağlıyor.

Bir diğer yapay zeka aracı, T9 yazım önerisi devrinden beri kullandığımız; yazım öngörüsü sistemi. Daha önce kullandığınız kelimeleri ilk iki harfinden tahmin edebilen veya sık kullandığınız cümleleri ilk kelimesinden tahmin edebilen bir sistem. Bu da faydalı ve pratiklik bakımından kullanışlı. Aynısı yazım hatalarının düzeltilmesi için söz konusu olan yapıda da bulunuyor.

Fakat, gel gelelim; bugün karşımıza çıkan şey bir oyuncak olmakla birlikte medeniyeti bu kapasitesi ile yok edebilecek kadar tehlikeli.

Generative Artificial Intelligence

Türkçesi, üretken yapay zeka. Bakalım üretken mi, yoksa yürütken mi…

Yapay zeka, düşünemez. Duyguları yoktur. Öngörüleri yalnızca tekrarlanan eylemlere dayanır. Yani, “bir çılgınlık” yapacak ve bütün geceyi cenneti hayal edip şiir yazarak geçirecek bir yapı değildir. Aynı şekilde, terkedilip üzüntüsü üzerine bir şarkı da yazamaz. Ya da zihninde canlanan bir resmi, tuvale de dökemez.

Hemen radikal yapay zekacılar, uçar hızda saldıracaklar: “Tillahını yapar. Hüzünlü şarkı yap diyon, ne biçim yapıyo.”

Hüzün, nota ile ifade edilecekse; formül minörlerdir efendim. Bir kaç eski eserin nota yapısına da bakarsanız, kolaylıkla endüstriyel besteyi siz de yaparsınız. 3 dakika falan sürer. La minör, Sol majör, Fa Majör, Mi minör; bu dört akorla pop müzik tarihinin yarısı çalınır. Çalınır da, mesela bu dört akorla, Dire Straits grubunun Sultans of swing şarkısını bir tek Mark Knopfler besteler. Kalanlar, Akdeniz akşamları falan…

Resim de öyledir. Printer ne biçim resim yapıyor. Mesele kopya ise zırt diye basar. Yapay zeka o resmi neresinden uyduruyor?

İşkembe-i kübradan uydurma diye bir tabir vardır. Eski İstanbul’da, insanları etrafına toplayıp, uzun ve enfes hikayeler anlatan adamlara dendiği rivayet edilir.

Evet, enfestir o hikayeler. Çünkü, insanın benzersiz ve tahmin edilemez ruhundan süzülüp gelir. Fantastik romanlar da öyle değil midir?

Soru: İyi de abi, bu ChatGPT’ye roman yaz desen yazıyor. O nasıl oluyor?

ChatGPT ve diğer kendine “üretken” diyen chat uygulamalarının tamamı, sizden aldıkları komutlarla; kendi veri bankaları ve internette yer alan ve daha önce insanlar tarafından yazılmış metinleri tarar. Bunlar içerisinden, kendisine tanımlanan dil modellemesine uygun şekilde yeni bir hikaye oluşturur ve size cevap verir. Yani, diğer hikayeleri alır, değiştirir, yazar.

Buna üretken mi diyeceğiz?

Diyemeyiz. Çünkü ürettiği tek şey, aynı konunun yeniden yazımıdır. Bir adım ötesi değil…

İnsanoğlu, Yüzüklerin Efendisi’ni yazmamış olsaydı, ‘üretken’ yapay zeka; bunu trilyon yıl sonra dahi hayal edemezdi. Zira hayal edemez…

Elon Musk, New York Times’a verdiği röportajda; Yapay zeka, büyük bir medeniyet riski demiş. Bu adam tırsmışsa, vardır bir bildiği…

Peki eğer insanoğlu, nasılsa yapay zeka var diye; yazmayı, okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi bırakırsa ne olur?

Neden bıraksın canım?

Bunu isteyerek yapacağını kim söylüyor ki?

Okullarda kompozisyon dersleri vardır. Bu dersler; öğrencinin, bir konuyu veya hayalini ifade edebilme yeteneğini geliştirmesi için verilir. Yeterlidir, değildir ayrı konu da; en azından vardır.

Öğrenim hayatımız boyunca, bir şekilde; okumak, araştırmak ve yazmak zorunda kalırız. Bu zorunda kalış, aslında bize tahmin edemeyeceğimiz yetiler kazandırır. Kimilerimiz bu işte çok ileri gidip yazar olurken, kimilerimiz derdini çok iyi anlatan siyasetçilere, kimilerimiz filozoflara, kimilerimiz okuduğunu anlayan mühendislere dönüşürüz.

Farz edelim, bu çaba hiç olmadı ve biz her derdimizi ChatGPT’ye sorduk. Ödevlerimizi o yaptı, hatta tezlerimizi yazdı.

Bu medeniyetin nereye gideceğini düşünebiliyor musunuz?

Hemen söyleyeyim. Bu sistem kullanılmaya başlandığı gün neredeyse, şimdilik orada kalır; gelecek nesiller ise geriler.

Sanat, edebiyat ve felsefe ile uğraşmayan; bir şeyler öğrenmek için araştırma yapmayan bireylerin gelişmesi diye bir durum söz konusu değildir. ChatGPT arkadaşın beslendiği havuza yeni bilgilerin girmemesi ise zaten gelişimin orada kalması demektir. Zira bahsettiğim gibi; sistem düşümüyor ve aslında ürettiği falan yok. Bakıp, yeniden yazıyor…

Bizler kaç kelime ile günü geçirdiğimizi hesaplayıp, bunu artırmak ve daha iyi bir kelime haznesine sahip olmak için çaba harcadık.

ChatGPT çocukları bunu yapacak mı? Ya da yapması gerekecek mi?

Gerekmezse ne olur?

Yapay Zeka Bizi Geliştirmez mi?

Hayır efendim. Resim yapan, güya şarkı besteleyen ve yazı yazdığını iddia eden yapay zeka, faydalı falan değildir ve kimseyi geliştirmez.

Teknik ve teknoloji; insanın fiziksel ve düşünsel kabiliyetleri ile erişmeyeceği işler için kullanılırsa, faydalıdır.

Matbaanın keşfi, muazzam bir iştir, sonuç olarak bunu biz elle yapamayız ve insanın yapamayacağı bir işi, teknoloji ile yaptık. Bilgisayarlar da öyle. Dumanla haberleşecek halimiz yok, telefonu da iyi bulmuşuz gerçekten. Şimdi yapay zekayı bulduk. Bu neye yarıyor?

Hollanda’da iyi dereceyle girilen okulların birinde Hukuk fakültesi hocası olan arkadaşımla whatsapp görüşmesi yaptık bugün. Dertliydi…

Bana bir metin gönderdi konuşurken, “Şunu lütfen okur musun, görüşlerini istiyorum.” dedi.

Roma hukuku ile ilgili bir metin ve iyi bir metin…

“İyi olmuş” dedim.

“Çok kötü Erdem” dedi.

Bir daha baktım, anlam veremdim; iyi görünüyor. “Neden?” dedim.

“Bu metni öğrencim ChatGPT ile yazmış. Eğer kendisinin potansiyelini bilmesem, bunu o yazmış sanarak yüksek bir not verebilirdim ve o bu konuyu hiç öğrenmeden devam edebilirdi. Bunu diğerleri de yapar ve yapacak. Çok mutsuz ve umutusuzum; hiçbir şey bilmeyen hukukçular yetişebilir.”

Dedi.

Zaten gıcık olduğum yapay zeka zırvası, bu sefer de çok kıymet verdiğim akademi çevresinde çıktı karşıma.

Kopyala – yapıştır metinlerin ucunu kulağını değiştirip, intihal denetimine takılmayacak hale getirip, not toplayacak nicelerini tanıyorum.

Umarım, gerçekten bilgi donanmak isteyen o parlak çocukların sayısı, onlardan daha azdır.

Yoksa gelecekte, mesleklerini bilmeyen bir sürü insanla karşı karşıya kalabiliriz.

Sonuç olarak, ben de korkuyorum. Eğer bir regülasyon gelmezse, gidişatı hiç iyi görmüyorum.

Hughugkusu, aslında başka konularla ilgilenir ama yaşamdan da kopacak değiliz. Böyle konulara da gireceğiz elbette.

The post Ya zeka, hep yapay olsaydı? appeared first on Hughugkusu.



This post first appeared on DoÄŸa Evimiz, please read the originial post: here

Share the post

Ya zeka, hep yapay olsaydı?

×

Subscribe to DoÄŸa Evimiz

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×