Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Hayvan Destekli Tedavi Nedir?

Hayvan Destekli Tedavi (HDT), modern dünyada, tedaviye destek amacıyla tercih ediliyor. Psikolojik ve fiziksel sağlığı desteklemek amacıyla hayvanların terapötik olarak HDT batıda yaygınlaşan bir yöntemdir. Bu tedavi destek yöntemi, çeşitli hastalık ve bozukluklarla mücadele eden bireylerin tedavi süreçlerine katkı sağlıyor. HDT, Terapi hayvanları aracılığıyla sosyal etkileşimleri artırarak stresi azaltmaya yardımcı olur. Duygusal iyilik halini ve sosyal becerilere destek olur. “Hayvan destekli tedavi nedir?” sorusunun cevabı, doğrudan bir tedavi olduğu şeklinde verilemez. Bu yöntemin, tedavilerde destek amacıyla tercihi söz konusudur. Yöntemin, tedaviyi mental olarak destekleme durumundan söz ediliyor. Yani hayvanların tek başında bir tedavi olduğunu söyleyemeyiz. Ancak bu yöntemin giderek yaygınlaşan bir terapi olduğunu söylemek mümkündür. Pozitif etkilerinde sıkça bahsedilen yöntem, pek çok araştırmaya da konu oluyor.

Hayvan destekli tedavi veya Hayvan Destekli Terapi, hakkında bilimsel araştırmalar mevcuttur. Ancak bu konuda bilim dışı argümanlara da itibar etmemek gerekir. Hayvan destekli terapinin bir tedavi biçimi olarak değil, destekleyici olarak görülmesi gerekir. Bu konuya mucizevi bir yaklaşım olarak bakmak doğru değildir. Hayvan destekli terapinin hali hazırda belli ölçekte faydalarından söz ediliyor, ancak bu durum bilimsel sınırlarda kalmak zorundadır. (1)

Hayvan Destekli Terapi Ne Fayda Sağlayabilir?

Hayvan destekli terapi veya diğer ismi ile hayvan destekli tedavi, çoğunlukla insanların hasta iken moral bulmasına destek olur. Örneğin; bir yatan hastanın yanında çoğunlukla kimse yoktur. Bu durum pek çok hasta için kötüdür. Bunun etkilerini gidermek için evcil dostlarımız faydalıdır. İnsanların yalnızlığını gidermenin, tedavilerin etkisine faydalı olduğu kaynaklarda yer alır. Florence Nightingale, notlarında buna dair bilgileri vermiştir. (2)

18.yüzyılda İngiltere’de benzeri çalışmalar hayata geçti. Tavşanlar ve kümes hayvanlarının kullanıldığı bu çalışmalar, kısmen başarılı sonuçlara ulaştı. (3)

Hayvan destekli terapi veya tedavi uygulamalarının, bir tedavi biçimi olarak görülmesi söz konusu değildir. Tıp otoritelerinin, bu konuda bir beyanı yoktur. Ancak bu terapilerin, bilimsel tedavilere ek olarak kullanılması, hali hazırda gündemde yer alıyor. Örneğin; ABD başta olmak üzere, pek çok batı ülkesinde, yaygın olarak bu terapilerin etkinliği izleniyor. Kaldı ki, bunun için özel terapi merkezleri dahi, hizmet veriyor.

Evcil Hayvan Terapisi Kavramı Nereden Çıktı?

Pet Therapy kavramı, Amerikan psikolog, Boris Mayer Levinson tarafından 1964 yılında gündeme getirildi. Bir deney olmayıp tamamen tesadüfi olarak ortaya çıkan hayvan etkisi, onu bu konuda araştırma yapmaya sevk etti.

Levinson, tedavisine devam ettiği içine kapanık bir çocuğun, klinikteki köpekle iletişim kurduğunu fak etti. Neredeyse hiç konuşmayan ve çevresi ile etkileşimi olmayan çocuğun bu durumu dikkat çekiciydi. Levinson, bu etkileşimi bilim dünyasına taşımak istedi. Ancak meslektaşlarının yaklaşımı, beklediği gibi değildi. Levinson, başta ciddi eleştiriler aldı ve yöntem kabul edilmedi. (4)

Levinson’un deneyimlerinin benzerleri, 70’li yıllarda, Ohio Eyalet Üniversitesi’nde benzeri durumlar raporlara geçti. Samuel ve Elizabeth Carson, psikiyatri kliniğindeki hastaların köpeklerle iletişimini gözlemledi. Oluşturulan köpek kulübelerinin, hastaların ilgisini çektiğini fark eden araştırmacılar, önemli verilere ulaştı. Hastaların, köpeklerle kurdukları iletişimin, diğer insanlarla olan etkileşimlerini iyileştirmesi, en önemli veri olarak kabul gördü. (5)

Günümüzde Hayvan Destekli Terapi

Hayvan destekli terapi, yaklaşık 300 yıllık evrimini, 80’lerin sonunda belli bir ölçüye taşıdı. Yapılan araştırmalar ve geçmiş bulgular bir araya getirilerek, daha kapsamlı bulgulara yönelik girişimler gerçekleşti. Hayvan refakati ile tedavi sistematiğinin faydası, 1987’de Amerika’da düzenlenen bir çalıştayla, resmen kaynaklara geçti.

Hayvan Destekli Tedavi ile ilgili ilk bilimsel makale, bir kalp hastasının yaşama oranı ile bu terapinin ilişkisi üzerineydi. Hakemli bir tıp dergisinde yayınlanan bu ilk bilimsel yayının ardından, birçok başka yayın kaynaklara girdi. (6)

Daha sonra yapılan araştırmalarda; Travma sonrası stres bozukluğu, Depresyon ve Otizm üzerine değerlendirmeler yapıldı. (7)

Günümüzde hayvan destekli tedavi faydaları üzerine deneyler yapabiliyoruz. Yapılan analizlerde, hayvan destekli terapi alanların oksitosin seviyesinin artmasını ve kortizol seviyesinin düşmesini inceleyebiliyoruz. Yapılan değerlendirmeler, bu yöntemin faydalarına işaret ediyor. (8)

Amerika Birleşik Devletleri’nde artık hayvanlar destek terapisi için acil servislerde dahi göre alıyor. Tabii bu görevlendirmenin hayvanlar için bir stres kaynağı olmamasına da vurgu yapılıyor. (9)

Servis Hayvanları ve Hayvan Refahı Sorunu

Kimilerimiz hayvanları birer hizmet verici olarak düşünür. Aslında hayvan destekli terapi sisteminde de bu bir ölçüde vardır. Hayvanlar servis vermek için eğitilir ve insanların hizmetine sunulur. Oysa bu etkileşimin doğasında bir “iş yapmak” yoktur. İnsanların hayvanlarla olan doğal iletişimi, bu faydaların ortaya çıkmasını sağlar. Aksi halde servis hayvanı olarak hizmet veren hayvan zaten şartlanma üzerine aldığı eğitim neticesinde, beklenen iletişimi kuramaz.

Hayvan destekli terapide köpekler yaygın olarak kullanılıyor. Bu hayvanların insanlara yardım edebilmesi için ise belli kurallara uyması bekleniyor. Kurallara uymak ve köpekler, dendiğinde ise elbette eğitim sistematiği karşımıza çıkıyor. Maalesef bazı eğitim yöntemleri vicdanen kabul görmeyecek kadar acı verici. Örneğin; köpeklerin elektroşok kullanarak eğitilmesi, biz hayvan severlerin kabul edemeyeceği yöntemler içerisinde yer alıyor. Kaldı ki, modern öğreti bunun büyük faydaları olmayacağını da ifade ediyor.

Köpeklerin eğitimi, doğal davranışlarını sınırlar. Buna pozitif veya negatif eğitim yöntemleri sebep olabilir. Bu durumda, hayvanlar, zarar görmemek veya fayda elde etmek için insanlarla iletişim kuracaktır. İşte bu da terapi fonksiyonuna zarar verme potansiyeline sahiptir. Bu konuda ahlaki ve bilimsel tartışmalar sürüyor. Tartışmaların zemininde, hayvanların refahı ve çevreyle olan etkileşimleri yer alıyor.

Hayvanların bu terapilerle çevreye etki etmemesi ve kendi refahlarının bozulmaması, en çok dile getirilen hususlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda yapılan çalışmaları, merakla takip ediyoruz.

Hangi Hayvanlar Terapi İçin Uygundur?

Esasında hangi hayvanların daha uygun olduğuna dair net bir araştırma yer almıyor. Fakat bu konuda kanaatler var. Sakin ve insan ile daha uyumlu hayvanların bu noktada tercih edilme durumundan söz edebiliyoruz. Yaygın olarak köpekler bu alanda kullanılırken, tavşan, kuş ve atların da terapi hayvanı olarak kullanılması mümkün. Kediler için ise tam olarak bir terapi hayvanı demek zor. Zira bu hayvanların kendilerine has özellikleri bulunuyor ve eğitime iyi cevap vermeleri sınırlı oluyor. Kendileri de bir miktar stresli olan kedilerin, stres terapisindeki etkileri tartışmaya açıktır.

Hayvan Destekli Terapi Kavramı

Hayvan Destekli Terapi, psikolojik ve fiziksel sağlık sorunlarıyla mücadele eden bireylerin tedavi süreçlerine hayvanların dahil edildiği bir terapi yöntemidir. Bu terapi, çeşitli hayvanlar aracılığıyla yapılır. özellikle köpekler, kediler ve atlar sıklıkla terapi hayvanı olarak kullanılır. Fakat kedilerle ilgili olarak özel bir seçime gerek vardır. Kimi kedilerin karakterleri terapi hayvanı olmak için uygun değildir. Örneğin; saldırgan ve insandan uzak olmayı tercih eden bir kedi, uygun değildir. Kaldı ki, bazı kedilerin mutlak bir çekinme durumu vardır. Bu durumda hayvanı da strese sokmak doğru olmaz.

Hayvan Destekli Terapi bileşenleri genel olarak şunlardır;

  • Terapi hayvanlarıyla yapılan etkileşim seansları
  • Hayvanlarla yapılan fiziksel aktiviteler
  • Terapi hayvanlarına dokunma, okşama veya besleme gibi aktiviteler
  • Hayvanlarla yapılan oyunlar ve etkileşimli aktiviteler

Hayvanlar, insanlar üzerinde olumlu etkilere sahiptir ifadesi pek çok kaynakta vardır. Bu terapi yöntemi, stresi azaltabilir, duygusal iyilik hali ve sosyal becerileri geliştirebilir. Ayrıca, hayvanlarla yapılan etkileşimin depresyon, anksiyete, otizm, demans gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde olumlu sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir. Hayvan Destekli Terapi, bireylerin duygusal ve fiziksel iyilik hallerini desteklemek için bir yaklaşımdır. Fakat bu yaklaşımın tek başına tedavi olarak görülmesi uygun değildir. Zira tıbbi tedaviler, bilimsel protokoller üzerinde yer alır. Bu tedavilere alternatif olarak herhangi bir yöntem kabul edilemez. Yalnızca hekim onayıyla ek bileşen veya destek olarak kullanılması uygundur.

Türkiye’de Hayvan Destekli Terapi Uygulama Örnekleri

Türkiye’de hayvan destekli terapi uygulamaları giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle atlar ve köpeklerin kullanıldığı bu terapiler, yaşlılar ve engelli gruplara hizmet götürmektedir.

İstanbul’da faaliyet gösteren bir rehabilitasyon merkezi, atlarla gerçekleştirilen terapi programları sunmaktadır. Bu programlar, fiziksel ve duygusal iyileşme sağlamak için terapi seansları ve binicilik aktivitelerini içermektedir.

Ankara’da bulunan bir rehabilitasyon merkezi, özellikle çocuklarda dil ve iletişim gelişimi için köpek destekli terapi hizmetleri sunmaktadır. Köpekler, çocukların motivasyonunu artırırken, iletişim becerilerini de desteklemektedir.

İzmir’de bulunan bir hastanede, ölmek üzere olan hastaların konforunu artırmak amacıyla köpek destekli terapi uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Köpekler, hastaların stresini azaltarak, duygusal destek sağlamaktadır.

Türkiye’deki bu örnekler, hayvan destekli terapinin çeşitli hasta gruplarında etkili olduğunu ve terapötik faydalar sağladığını göstermektedir.

Hayvanların İnsan Psikolojisi Üzerindeki Olumlu Etkileri

Duygusal destek: Hayvanlar, genel olarak insanlardan hayati ihtiyaçları dışında bir şey beklemez. Örneğin; köpekler, karınları tok olduğu taktirde sınırsız sevgi sunar. Kaldı ki, aç olsalar dahi sevgilerinde bariz bir azalış söz konusu olmaz. Bu etkileşim, insanların duygusal olarak desteklenmesinde çok etkilidir. Zira insan sevgi gördükçe iyileşir.

Sosyal bağlantı: Hayvanlar, sosyal etkileşimlerin artmasını teşvik eder ve insanların izolasyondan kurtulmasına yardımcı olur. Ancak burada sosyal iletişimin sadece hayvanlar yönünde olmamasına dikkat etmek gerekir. Örneğin; kişi yalnızca köpeği ile iletişim kurma durumunda olursa, diğer dünyayı göz ardı eder. Bu da sağlıklı değildir. Bu nedenle, çok yönlü etkileşimin, duruma göre sürmesi önemlidir.

Fiziksel aktivite: Hayvanlarla yürüyüş yapmak veya oynamak gibi aktiviteler, fiziksel aktiviteyi teşvik eder ve hareketliliği artırır. Bu son derece önemlidir. Zira hareketli kalma durumunun mental sağlığa faydaları, bilimsel kaynaklarda yer alır.

Stres azaltma: Hayvanlarla etkileşim, stres hormonlarının azalmasına ve rahatlama hissinin artmasına yardımcı olur. Fakat bu konuda hali hazırda araştırma aşamasındadır ve buna bilimsel bir yorum yapmak için henüz erkendir.

Dikkat dağıtma: Hayvanlar, zorlu düşünceleri ve endişeleri geçici olarak unutturarak zihni rahatlatır. Hayvanlarla geçirilen zamanda, özellikle modern dünyanın negatif etkileri azalır. Ancak bunu dengeli ve sınırlı yapmakta fayda vardır.

Empati ve bağ kurma: Hayvanlar, insanların empati becerilerini geliştirir ve yeni ilişkiler kurmalarına yardımcı olur. Örneğin; bir hayvanın insana yaklaşımı, insan tarafından ister istemez ilgi çeker. Bu durum devamlı olduğunda, insanın kendisi dışındaki dünyaya ilgisi de artar.

Kendine güven ve özsaygı: Hayvanlarla ilişki, insanların kendine güvenlerini artırır ve kendilerine olan saygılarını yükseltir. Ancak bu noktada asosyal bir gidiş olması risklidir. Dengeli bir iletişim kurulması önemlidir.

Duygusal düzenleme: Hayvanlar, duygusal düzenlemeye yardımcı olur ve sakinlik hissi sağlar. Örneğin; köpekler sevecen halleri ile duygu durumlarına katkı sağlar. Ancak bu köpeklerin, sakin hayvanlar olması şarttır.

Hayvan Destekli Tedavi, Dünyada Nasıl Tanımlanıyor?

Hayvan Destekli Tedavi, insanların psikolojik ve fiziksel sağlığını desteklemek amacıyla hayvanların terapötik olarak kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi yaklaşımı, çeşitli hastalık ve bozukluklarla mücadele eden bireylerin iyilik hallerini artırabilir ve tedavi süreçlerini destekleyebilir. Hayvan destekli tedavi dünyada şu şekilde tanımlanır.

Terapi hayvanları, özellikle köpekler ve atlar, bireylerin duygusal iyilik hallerini ve özgüvenlerini artırarak terapi süreçlerine olumlu katkı sağlar. Ancak farklı hayvanları da sürece dahil edilmesi mümkündür.

Hayvanlar, stresi azaltmaya yardımcı olur ve kaygıyı azaltmaya iyi gelir ifadesi kaynaklarda yer alır. Özellikle hayvanlarla etkileşim kurmanın, endorfin salınımını artırdığı bilinmektedir. Ancak hayvanlarla iletişimi olmayan bireyler için bu durum farklıdır. Bu kişileri hayvanlarla bir araya getirmek, faydadan çok negatif etkiye neden olur.

Hayvan destekli terapi, çocuklarda özgüvenin gelişmesini ve sosyal becerilerin artmasını yardım eder. Aynı zamanda, otizm spektrum bozukluğu gibi yaygın gelişimsel bozukluklarda da olumlu etkiler gösterir. Ancak bu değerlendirme kati değildir. Bu konuda ancak uzman görüşü ile terapi uygundur. Zira bu kavramların geneli, henüz tam anlamıyla bilimsel literatürde yer almıyor. Ulaştığımız kaynaklar, kamusal otoritelerin bu konuda kesin yargı ifade etmediğini yazıyor.

Yaşlılarda hayvan destekli terapi, yalnızlık hissini azaltabilir, sosyal etkileşimi artırabilir ve yaşam kalitesini iyileştirebilir. Fakat demans hastalarının geçmiş deneyimleri, buna ket vurma ihtimalini barındırır. Bu nedenle hekimlerin ve kurulların onayı gerekir.

Hayvan terapisi, birçok insan için olumlu sonuçlar sağlayabilen etkili bir tedavi yöntemidir denir. Ancak bu duruma göre farklılık gösterir. Uzmanlarca onayı şarttır.

Elbette bu konuda tartışmalar ve araştırmalar devam ediyor. Bazı ülkeler bunu bir tedavi bileşeni olarak kabul etmiş olsa da henüz yaygın ve genel olarak bir kullanım söz konusu değil.

Dünyanın genelinde bu konuda konsensüs henüz yoktur. Hatta kimi ülkelerde bu yöntem kabul görmez. Hali hazırda bunun ABD’de kullanımı ile ilgili olarak dahi farklılıklar söz konusudur.

Hayvan Destekli Terapi Eğitimi

Hayvan Destekli Terapi eğitimi, profesyonellerin hayvanları terapi süreçlerinde etkili bir şekilde kullanmalarını sağlamak amacıyla verilen bir eğitim programıdır. Bu eğitim, katılımcılara hayvan seçimi, hayvanın davranışlarını anlama ve yorumlama, etik kurallar, güvenlik önlemleri gibi konularda bilgi ve beceriler kazandırmayı hedeflemektedir.

Eğitimde aşağıdaki konular genellikle ele alınır:

Hayvan Seçimi: Hangi tür hayvanların terapi için uygun olduğu, cins ve karakteristik özellikleri göz önünde bulundurmak önemlidir. Zira her hayvan bunun için uygun değildir.

Eğitim ve Davranış: Terapi hayvanının eğitimi ve temel davranışlarının öğretilmesi, hasta ile etkileşimde bulunabilmesi için önemlidir. Ancak hayvanların bu eğitimde strese sokulmaması önemlidir.

Terapi Planlaması: Hedeflerin belirlenmesi, terapi seanslarının planlanması ve ilerlemenin takibi gibi konular üzerinde durma durumu söz konusudur. Çünkü terapi planlanmadan uygulanamaz. Tıbbi yöntemlere zarar vermemesi için planlı bir süreç şarttır.

Etik İlkeler ve Güvenlik: Hastaların haklarına saygı göstermek, gizliliği korumak, hijyenik koşullara dikkat etmek gibi etik ve güvenlik prensipleri vardır. Zira tıbbi süreçler belli protokoller üzerine kuruludur.

İşbirliği ve İletişim: Hastalarla ve multidisipliner ekip üyeleriyle etkili iletişim kurabilme becerisi gereklidir. Örneğin; sadece hastayla iletişim kurup, diğer kimseyle uyum sağlamayan hayvan, terapi sürecini bozar.

Hayvan Destekli Terapi eğitimi, sağlık profesyonellerine bu terapi yöntemini etkili bir şekilde uygulama ve hasta deneyimini iyileştirme konusunda gereken bilgi ve becerileri kazandırmaktadır. Ancak bu eğitimlerin mutlak uzmanlıkla verilmesi büyük önem arz ediyor.

Kronik Hastalıklarda Hayvan Destekli Terapi

Kronik hastalıkların yönetiminde hayvan destekli terapiyi etkili bir yaklaşımlar vardır. Tedavi hayvanlarıyla etkileşim, hastalarda duygusal iyilik hali ve motivasyonu artırır iddiası bazı kaynaklarda yer alır. Hayvanlar, kronik hastalıkla mücadele eden bireylerin stresini azaltarak, rahatlama sağladığına yönelik ifadelere kimi yayınlarda rastlıyoruz. Terapi hayvanlarıyla yapılan aktivitelerin, fiziksel aktivite düzeyini artırma ve rehabilitasyon sürecine katkıda bulunma durumu, yine bazı otoritelerce yayınlanmıştır.

Bazı araştırmacılar, hayvanların sevgi dolu ve destekleyici doğası, hastalar arasındaki sosyal bağları güçlendirir ve sosyal izolasyonun önüne geçer, demektedir. Hayvanlarla etkileşim, kronik ağrıyı hafifletir ve ağrıya bağlı semptomları azaltır gibi ifadeler de bazı kaynaklarda yer alır.

Tüm bunların yanında kimi kaynaklar, HDT’nin hastaların yaşam kalitesini artırdığını ve psikolojik durumlarına iyi geldiğini ifade eder. Terapi hayvanları, motivasyonu artırarak, tedaviye uyum ve devamlılığını sağlamakta rol oynar. Kronik hastalıklarda HDT’nin kullanımı, hastaların tedavi süreçlerini destekleyerek, daha iyi bir yaşam deneyimi sağlar. Örneğin; sorunlarını aklından çıkaran hasta, daha az stresle hayatını sürdürür. Kaldı ki, kronik hastalıkların, sürekli var olduğunu düşünecek olursak, bu etkinin sürekli olması da avantaj olarak görülmelidir. Zira hastanın kafasını dağıtması, doğal olarak hastalığından sıyrılmasına fayda sağlar.

Etnik ve Kültürel Farklılıklar, Tartışmalar ve Gelecek Perspektifleri

Hayvan destekli tedavi, kültür ve etnik köken gibi faktörlerden etkilenebilen bir terapi yöntemidir. Bu alan üzerinde yapılan çalışmalar, farklı toplumların hayvanlara olan bakış açılarının ve terapiden beklentilerinin farklılıklar gösterebileceğini göstermektedir.

Kültürel farklılıklar: Farklı kültürlerde hayvanlarla olan ilişki ve hayvan sevgisi farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı kültürlerde hayvanlar aile içinde önemli bir rol oynarken, bazılarında daha işlevsel bir varlık olarak vardır.

Etnik farklılıklar: Etnik gruplar arasında hayvanlara yönelik tutumlar ve terapiye olan inançlar farklılık gösterir. Bu durum, terapi sürecinin etkinliğini ve kabul görme durumunu etkiler. Bu nedenle farklı ülkelerde kabul görme durumu tartışmalıdır.

Tartışmalar: Hayvan destekli tedaviyle ilgili bazı tartışmalar mevcuttur, örneğin hayvanların refahı, etik sorunlar ve hijyen gibi konular üzerinde durulmaktadır.

Gelecek perspektifleri: Hayvan destekli tedavi alanında daha fazla araştırma yapılması, kültürel ve etnik farklılıkları göz önünde bulunduracak yöntemlerin geliştirilmesi ve terapiye erişimin artırılması önemlidir.

Hayvan destekli tedavi, kültürel ve etnik çeşitlilikleri dikkate alarak geliştirilen esnek yaklaşımlarla daha geniş bir kitleye ulaşma potansiyeline sahiptir. Bu yöntemlerin etkileri, araştırılıyor ve kullanımı günden güne yaygınlaşıyor. Gelecek dönemlerde, bu konu ile ilgili araştırmalarımızı sürdürecek ve genişleterek yayınlamaya devam edeceğiz.

Kaynaklar

1 – Van Fleet R., Foa-Thompson T. Animal Assisted Play Therapy. Professional Resource Press; Sarasota, FL, ABD: 2017.

2 – Nightingale F. Notes on Nursing and Other Writings. (Hemşirelik notları ve diğer yazılar) Dover Publications Inc.; New York, NY, ABD: 1969

3 – Animal-facilitated therapy: New Perspectives on Our Lives with Companion Animals. University of Pennsylvania Press; Filedelfiya, Pensilvanya, ABD: 1983. 410–426 sayfalar.

4 – Standing the Test of Time: “Reflecting on the Relevance Today of Levinson’s Pet- Oriented Child Psychotherapy.” Clin. Child Psychol. Psychiatry. 2017. 9–15 sayfalar.

5 – Corson S.A., Corson E.O., Gwynne P.H., Arnold L.E. Pet dogs as nonverbal communication links in hospital psychiatry. Compr. Psychiatry. 1977. 61–72 sayfalar.

6 – Friedmann E., Katcher A.H., Lynch J.J., Thomas S.A. Animal companions and one-year survival of patients after discharge from a coronary care unit. Public Health Rep. 1980. 307

7 – O’Haire M.E., Rodriguez K.E. Preliminary efficacy of service dogs as a complementary treatment for posttraumatic stress disorder in military members and veterans. J. Consult. Clin. Psychol. 2018. 179–188 sayfalar

8 – Crossman M.K., Kazdin A.E., Matijczak A., Kitt E.R., Santos L.R. The influence of interactions with dogs on affect, anxiety, and arousal in children. J. Clin. Child Adolesc. Psychol. 2018. 1–14 sayfalar.

9 – Kline J.A., Fisher M.A., Pettit K.L., Linville C.T., Beck A.M. Controlled clinical trial of canine therapy versus usual care to reduce patient anxiety in the emergency department. PLoS ONE. 2019

https://dergipark.org.tr/

https://dergipark.org.tr/

https://fikirturu.com/

https://www.researchgate.net/

https://gelecekbilimde.net/

Yasal Uyarı

Bu sitede yer alan bilgiler bağlayıcı değildir. Bu sitedeki bilgiler uzman görüşünün üzerinde değildir. Bu sitedeki bilgiler uzman onayı alınmadan kullanılmamalıdır. Konu hakkında detaylı bilgi için Kullanım Sözleşmesi Linkimizde yer alan Sorumluluk Reddi kısmını okuyunuz. Siteyi kullanarak bu maddelerin tamamını kabul etmiş sayılırsınız.

Hayvan Destekli Tedavi Nedir? yazısı ilk önce Hughughkuşu üzerinde ortaya çıktı.



This post first appeared on DoÄŸa Evimiz, please read the originial post: here

Share the post

Hayvan Destekli Tedavi Nedir?

×

Subscribe to DoÄŸa Evimiz

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×