Hello, dear Translate R readers. We are sharing commonly used Turkish words and sentences with you. Below, you can find the most frequently used Turkish words and sentences throughout the day, along with their English equivalents.

Merhaba (Hello)
Nasılsınız? (How are you?)
Adınız nedir? (What’s your name?)
Benim adım Ahmet. (My name is Ahmet.)
Memnun oldum. (Nice to meet you.)
Nerelisiniz? (Where are you from?)
Ben Amerikalıyım. (I am from USA.)
Anlamıyorum. (I don’t understand.)
Lütfen daha yavaş konuşur musunuz? (Could you please speak slower?)
Teşekkür ederim. (Thank you.)
Rica ederim. (You’re welcome.)
Evet (Yes)
Hayır (No)
İyi (Good)
Kötü (Bad)
Güzel (Beautiful/Nice)
İyi geceler (Good night)
Günaydın (Good morning)
İyi akşamlar (Good evening)
Hoşça kalın (Goodbye)
Ne yapıyorsunuz? (What are you doing?)
İşteyim (I’m at work.)
Okula gidiyorum (I’m going to school.)
Hangi dilleri konuşuyorsunuz? (Which languages do you speak?)
Ben İngilizce biliyorum. (I know English.)
Yavaşça lütfen. (Speak slowly, please.)
Biraz Fince öğreniyorum. (I’m learning some Finnish.)
Kaç yaşındasınız? (How old are you?)
Ben [Yaşınız] yaşındayım. (I am [Your Age] years old.)
Hangi hobileriniz var? (What are your hobbies?)
Ben müzik dinlemeyi severim. (I enjoy listening to music.)
Hangi tür müzik seversiniz? (What kind of music do you like?)
Resim yaparım (I do painting.)
Futbol oynamayı severim. (I like playing football/soccer.)
Nerede yaşıyorsunuz? (Where do you live?)
Ben [Şehir veya Ülke] şehrinde yaşıyorum. (I live in [City or Country].)
Burayı gezmeli misiniz? (Would you like to explore around here?)
Tabii, neden olmasın? (Sure, why not?)
Bu şehirde neler yapılabilir? (What can one do in this city?)
Yerel yemeklerini denemelisiniz. (You should try the local cuisine.)
Gezmeyi sever misiniz? (Do you like to travel?)
Evet, yeni yerler görmeyi severim. (Yes, I enjoy seeing new places.)
Bugün hava nasıl? (How’s the weather today?)
Bugün güneşli ve sıcak. (It’s sunny and warm today.)
Buradaki insanlar çok dostça. (The people here are very friendly.)
Birlikte bir kahve içmeye ne dersiniz? (How about having a coffee together?)
Maalesef, zamanım yok. (Unfortunately, I don’t have time.)
Bu konuda daha fazla konuşabilir miyiz? (Could we talk more about this?)
Elbette, neden olmasın? (Of course, why not?)
Görüşmek üzere! (See you later!)