Big Ben

Londra’nın en ünlü tarihi eserlerinden biri Olan Big Ben, Augustus Pugin tarafından tasarlanmıştır ve Gotik tarzda inşa edilmiştir. Kule, önceleri Saat Kulesi Olarak biliniyordu ancak 2012 yılında “Elizabeth Kulesi” olarak adlandırılmıştır, bu isim kulenin resmi ismidir. Big Ben ismi ise 13 tondan daha ağır olan büyük çandan gelmektedir.

Saat kulesinin yüksekliği 93 metredir. 1843 senesinde yapımına başlanan kule, inşaatı 16 yıl sürmüş ve 1859 senesinde açılmıştır. Big Ben’i Parlamento Binaları için düzenlenen turlara dâhil olarak ziyaret etme şansına sahip olabilirsiniz ancak kötü bir haberimiz var yalnızca Birleşik Krallık vatandaşlarının Big Ben’in içini görmesine izin verilmektedir.

Yapı, dünyadaki en eski demokrasi sembollerinden biri olarak bilinmektedir ve şehrin sembollerinden biri olması nedeniyle görülebilecek önemli mimari yapıların başında gelmektedir.

Buckingham Sarayı

Londra’nın tarihi yerleri arasında olan Buckingham Sarayı, II. Elizabeth’in resmi ikametgâhı olarak kullanılmaktadır. Londra’da ilk akla gelen tarihi yapılardandır. Londra’nın merkezinde bulunan saray aynı zamanda Londra’nın kalbi diyebiliriz. Büyüleyici bahçelere, ihtişamlı Kraliyet koleksiyonuna, resim galerilerine ev sahipliği yapmaktadır. Sarayda toplamda 775 oda, 78 tane banyo bulunur. Bahçelerinde yürüyüş yapıp, resim sergilerinde vakit geçirebilirsiniz.

Londra Kulesi

Londra Kulesi, Londra’nın tarihi yapıları arasında başta gelenlerdendir. Londra Kulesi, Thames Nehri’nin kuzey kıyısında yer alıyor. Bu kule Londra tarihi içinde önemli role sahip mimari yapılardan biridir. Önceleri “Beyaz Kule” olarak isimlendirilen yapı, William the Conqueror tarafından 1078 senesinde inşa edilmiştir ve 19. yüzyılın sonlarına kadar değişmeden kalmayı başarmıştır.

Bina bugünlere kadar pek çok farklı amaca hizmet etmiştir bunlar; kraliyet sarayı, siyasi bir hapishane, infaz yeri, cephanelik, darphane, hayvanat bahçesi olarak kullanılmıştır. Dikdörtgen bir formda tasarlanmış ve inşa edilen kule, özellikle hapishane olarak kullanılmasıyla ünlüdür.

Londra’nın bu eski anıtında, günümüzde 23.578 adet kraliyet mücevherinden oluşan devasa bir koleksiyon sergilenmektedir. Ziyaretçiler “Beyaz Kule” isimli bölümde birçok savaş zırhını görme fırsatına elde etmektedirler.

Londra Kulesi’ni senede 2,5 milyondan fazla kişi ziyaret etmektedir.

Tower Bridge

Viktorya dönemi Gotik mimari tarzıyla inşa edilmiş olan Tower Bridge, Londra’nın en tarihi simge yapıları arasında yer alır. Köprünün inşası 8 sene sürmüştür. Köprü, ilk olarak 1894 senesinde açılmıştır. Çift kanatlı bir yapıya sahip olan köprü, John Wolf Barry ile Horace Jones tarafından tasarlanmıştır. Köprü aynı zamanda led ışıklarla donatılmıştır. Günde 3 defa açılan köprünün her bir açılışı yaklaşık 5 dakika kadar sürmektedir. Soluk mavi çizgilerle sarılı olan köprü, muhteşem mimari detayları ile oldukça göz alıcıdır. Köprü, Londra Kulesi’ne yakınlığı nedeniyle “Kule Köprüsü” olarak adlandırılmıştır. Eğer şanslıysanız köprünün açıldığı zamana denk gelirek çok büyülü bir beş dakika geçirebilirsiniz.

Aziz Paul Katedrali

Londra tarihinin ikonik simgelerinden olan Aziz Paul Katedrali de Londra’ya giderseniz kesin uğrayın deriz. 17. yüzyılda inşa edilen dini yapı, 300 yıldır varlığını sürdürmektedir. Londra Piskoposluğunun ana kilisesidir. Kilise, 1666 senesinde çıkan büyük bir yangınla yok olan “Eski Kilise” yerine inşa edilmiştir. Yapımı 36 yıl süren katedralin kubbesi, dünyanın en büyük ikinci kubbesi olarak bilinmektedir ve ağırlığı yaklaşık 65.000 tondur. 528 merdivenlik bir yolculuğun ardından karşılaşacağınız 360 derecelik muhteşem şehir manzarası da bu dini yapıyı çekici kılan detaylar arasında yer alıyor.

Westminster Manastırı

Önemli bir mimari ve tarihi yapı olan Westminster Manastırı, UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor. Westminster Manastırı, 1066 senesinde Kral Edward’ın isteği üzerine yaptırılmasının ardından bu yana Londra’nın tam göbeğinde sıkışmış bir kraliyet kilisesidir. İngiltere’nin siyasi, sosyal ve kültürel meselelerinde çok önemli roller oynamıştır. Burası aynı zamanda İngiliz kralları için taç giyme ve mezar yeri olarak da kullanılmıştır. Kate ve Prens William da bu manastırda evlenmiştir. Kraliyete ait ilk cenaze töreni ve ilk taç giyme töreninin bu manastırda yapılmış olması da İngiliz kraliyet ailesi için bu yapıyı çok özel ve değerli kılmaktadır. Ve taç giyme törenleri ile kraliyet düğünlerine ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.

Manastırın özellikleri arasında 13. yüzyılda inşa edilmiş olan Gotik tarzındaki nef ve süslü taç giyme töreni sandalyesi sayılabilir. Kilise günümüzde hala aktif olarak cemaati tarafından ibadethane olarak değerlendirilmektedir.