Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Tavzih Nedir?

Tavzih 6100 sayılı HMK’nın 305 ve 306’ncı maddelerinde düzenlenmiştir.

Tavzih, sözlük anlamıyla hükmün netleştirilmesi ve belirgin kılınması anlamına gelmektedir.

Vuzuha erdirmek anlamına gelen bu işlem ile hükmün ne olduğunun açıklanması söz konusu olur. Tavzih tashihe imkan vermez çünkü tashih başka bir maddede ve ayrıca düzenlenmiştir. Düzeltme ve tavzih birbirinden farklı işlemleri ifade eder.

Kanunda şöyle düzenlenmiştir:

“Hükmün tashihi

MADDE 304- (1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.

(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.

Hükmün tavzihi

MADDE 305- (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.

(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.

Tavzih ve tamamlama talebi ile usulü

MADDE 306- (1)Tavzih veya tamamlama, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih veya tamamlama talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur.

(2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir.

(3) Mahkeme tavzih veya tamamlama talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.”

Tavzih İçin Örnek Kararlar

1.YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ

22.6.2023 Tarihli ve E. 2021/8755 K. 2023/3727 sayılı Kararı

“(…) 3. Değerlendirme

1. Somut olayda, … Kadastro Müdürlüğünün 04.02.2015 tarihli yazı cevabından Fen Bilirkişisi H. Ardanuç tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda koordinat değerlerinin ve 546 parsel sayılı taşınmazın kadastro paftasına uygun olarak gösterildiği ancak yüzölçüm hesabı yapılırken maddi hata yapıldığının, koordinat değerlerinin hesaplanması sonucu dava konusu yerin 207,70 m2 olması gerektiğinin bildirilmesi karşısında tavzihi istenen hükmün HMK’nın 297. maddesi uyarınca infaza elverişli olmadığı kuşkusuzdur.

2. Diğer taraftan, hüküm fıkrasının değinilen yönden düzeltilmesi halinde tavzih talep eden davacı yönünden kabule karar verilen kısmın azalacağı da açıktır.

3. Hâl böyle olunca, HMK’nın 305. ve 306. maddeleri gereğince, davacı vekilinin 546 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tavzih isteğinin kabulüne karar verilerek, hükmün infaza elverişli hale getirilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile tavzih talebinin reddi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin 30.03.2015 ve 25.05.2015 tarihli ek kararlara yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle ek kararların BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.”

2. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

10.3.2022 Tarihli ve E. 2022/1491 K. 2022/2291 sayılı Kararı

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından 05.04.2021 tarihli tavzih kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305-306. maddeleri bir hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceklerini düzenlenmiştir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.

Zira tashihte, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile benzeri açık hatalar düzeltilebilir (HMK m.304).

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A maddesinde ise (1) Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmü düzenlenmiştir.

Somut olayda davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davası ile davalı-davacı kadın tarafından TMK’nın 197.maddesi kapsamında açılan tedbir nafakası davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece erkeğin davasının reddine, kadının birleşen nafaka davasının kabulüyle kadın lehine 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmolunmuş, karar davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz üzerine Dairemizin 12.03.2015 tarih ve 2014/19385 Esas ve 2015/4451 Karar sayılı kararı ile kadının kusurlu olduğu belirlenerek erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının tedbir nafakası davasının ise kusurlu kadın eş ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamadığından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma sonrası mahkemece bozmaya uyularak verilen kararla erkeğin davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına, kadının birleşen tedbir nafakası davasının ise reddine karar verilmiştir. Bu karar da davalı-davacı kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmiş, temyiz üzerine Dairemizin 21.05.2018 tarih ve 2016/17068 Esas ve 2018/6444 Karar sayılı kararı ile davalı-davacı kadın lehine boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasının hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmuş, sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası mahkemece kesinleşen boşanma ve tedbir nafakası davaları hakkında yeniden hüküm kurulmuş, bozma kararımız gereğince de davalı-davacı kadın lehine TMK’nın 169.maddesi uyarınca tedbir nafakasına hükmolunmuş, bu son kararda temyiz edilmemekle kesinleşmiştir.

Davalı-davacı kadın vekili tarafından 25.02.2021 tarihli dilekçeyle yerel mahkemeden davalı-davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına şeklinde hüküm kurulması gerektiğinden bahisle tavzih talep edilmiştir. Mahkemece talep üzerine 05.04.2021 tarihli tavzih kararı ile Mahkememizin 06/05/2019 tarih ve 2018/523 Esas, 2019/260 Karar sayılı kararının 2. bendinde ”TMK’nın 169. maddesi uyarınca davalı-davacı kadın lehine tedbiren dava tarihinden itibaren hükmedilen 1000 TL nafakanın devamına, şeklinde yazılan kararın “TMK’nın 169. maddesi uyarınca davalı-davacı kadın lehine tedbiren dava tarihinden itibaren hükmedilen 1000 TL tedbir nafakasının davalı-davacı eş yönünden yoksulluk nafakası olarak devamına şeklinde TAVZİHİNE” dair hüküm kurulmuş, söz konusu tavzih kararı davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda HMK 305/A. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmamaktadır. Aynı yasanın 305/2. maddesi doğrultusunda tavzih kurumu ile de hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi ya da değiştirilmesi mümkün değildir. Davacı-davalı kadın lehine boşanma davasında TMK m.169 gereğince hükmedilen tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona eren tedbir nafakası olup, ortada davalı-davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası bulunmamaktadır. Hal böyle iken mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken hatalı değerlendirme sonucu tavzih talebinin kabulüyle davalı-davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmolunması doğru görülmemiş ve tavzih kararının bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen 05.04.2021 tarihli tavzih kararının yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.”

Tavzih Kararının Verilmesi İçin Ne Yapılmalıdır?

Dilekçe ile HMK Md. 305 ve 306 kapsamında hükmü veren Mahkemeden talepte bulunmak gerekmektedir. Neden tavzihe ihtiyaç duyulduğu da dilekçede gerekçeli olarak açıklanmalı ve belirtilmelidir.

Mahkeme bu konudaki değerlendirmesini HMK Md. 306’ya göre yapar ve talebi yerinde görmesi halinde HMK Md. 304’e göre işlem tesis ederek talebi  yerine getirir.



This post first appeared on Araç Değer Kaybı, please read the originial post: here

Share the post

Tavzih Nedir?

×

Subscribe to Araç Değer Kaybı

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×