Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Sebepsiz Zenginleşme Davası Nedir?

Kişinin malvarlığında meydana gelen artmanın hukuka uygun bir sebebe dayanması ve meşru olması gerekir. Hukuk düzeni malvarlığında meydana gelen artışlar bakımından bir sebebe dayanmayı esas almıştır. Sebepsiz zenginleşme davası ise bu zenginleşmenin meşru olmaması ve bu zenginleşmeye dayalı olarak başka bir kişinin ya da kişilerin malvarlığında azalma söz konusu olması halinde açılan bir dava olup Türk Borçlar Kanunu’nun 78-82 inci maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Sebepsiz zenginleşme kanun gereğince taraflar arasında borç ilişkisi doğuran bir durumdur ve sebepsiz zenginleşen bunu iade etmediği ve geri vermediği sürece diğer taraftan bunu talep etmek ancak dava yoluyla olur.

Sebepsiz zenginleşme, başka bir tabirle pasif süjenin aktif süjenin malını haksız bir şekilde iktisap etmesine dayanır. Yine hukuken ödenmesi gereken bir borcu ifa edenin mamelekinde oluşan azalmanın, esasen ödemeden sorumlu olan süjenin borçtan kurtulmasına sebep olması halinde de sebepsiz zenginleşme ve haksız iktisap söz konusu olur.

İşte bu sebeplerle açılacak olan davaya sebepsiz zenginleşme davası denilmektedir. Buna göre;

a) Hukuken geçerli olmayan bir sebebe dayalı olarak kişinin malvarlığında artma meydana gelmesi,

b) Gerçekleşmemiş bir sebebe bağlı olarak malvarlığından artmanın ortaya çıkması,

c) Malvarlığında artmaya neden olan sebebin hukuken ortadan kalkmış olması,

Hallerinde sebepsiz zenginleşme davası açmak gerekmektedir.

Alacağın borç ilişkisinin esasına bağlı olarak temin edilememesi halinde tali bir yol olarak sebepsiz zenginleşmeden dava açmak gerekmektedir.

Diğer hukuki sebepler mevcutken sebepsiz zenginleşme talebinin ileri sürülememesi bunun yasal koşullarının gerçekleşmemesinden kaynaklanmaktadır.

Sebepsiz Zenginleşme Davası Şartları Nelerdir?

Sebepsiz zenginleşme davası açılabilmesi için bazı koşulların mevcut olması gerekmektedir:

1. Davalının malvarlığında bir zenginleşme olmalı ve bu zenginleşme davacının aleyhine ve zararına gerçeklemiş olmalıdır. İkisi arasında illiyet bağı ve ilişki söz konusu olmalı ve bu ispatlanabilmelidir.

2. Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilmiş bir mal olmamalı ve bu mal Davalının malvarlığına geçmiş olmalıdır.

3. Davalının malvarlığındaki zenginleşmenin hukuki bir sebebi söz konusu olmamalıdır.

4. Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan bir zenginleşme söz konusu olmamalıdır.

5. Sebepsiz zenginleşme dışında başka bir borç alacak ilişkisi ile malı geri almak mümkün olmamalıdır.

Sebepsiz Zenginleşme Davası Ne Kadar Sürer?

Sebepsiz zenginleşme davaları, olayın niteliğine ve talepler ile delillerin durumuna bağlı olarak 9 ay ile 15 ay arasında değişen sürelerde sonuçlanabilmektedir.

Yargılamada hedef süre uygulaması kapsamında daha kısa sürelerde sonuçlanması olası değildir.

Sebepsiz Zenginleşme Davasının Açılamayacağı Haller

TBK’nın 81 inci maddesinde ‘Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez.’ düzenlemesi ile sebepsiz zenginleşme davası açılamayacak durumlar belirlenmiştir.

Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler de geri istenemez.

Sebepsiz Zenginleşmede Zaman Aşımı

Sebepsiz zenginleşmeden doğan borçlar (iade talepleri) TBK uyarınca zenginleşmeden itibaren on yıllık zamanaşımına tabidir. Fakat bu süre dolmadan, iade alacaklısının sebepsiz zenginleşmeyi ve kimin zenginleştiğini öğrenmesinden itibaren iki yılın sonunda zaman aşımı gerçekleşir. Kanun’da bu husus ‘Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.’ şeklinde düzenlenmiştir.

Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması şeklinde olmuşsa, zaman aşımı süreleri dolmuş olsa da borçlu borcunu ifadan her zaman kaçınabilir.

Sebepsiz Zenginleşmede Yargıtay Kararları

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 17.2.2010 tarihli ve E. 2010/13-93 K. 2010/88 sayılı kararında, bankanın talebi üzerine sorumlu olduğu kefalet limitini aşan bir miktarda ödeme yapan kredi kartı sözleşmesine kefilinin sorumluluk limitin aşan ödemelerinin iadesini talep ettiği davaya ilişkin kararında, iade talebinin kredi kartı sözleşmesinden kaynakladığını bu nedenle sözleşmesel sorumluluğun uygulanacağını ve dolayısıyla davalı bankanın zamanaşımı def’inin dinlenemeyeceğini ifade etmiştir.
  • Yargıtay 13. Hukuk Dairesi bir kararında kredi kartı üyelik aidatının iadesine hükmeden Tüketici Hakem Heyetini kararını, bu talebin sebepsiz zenginleşmeye tabi olduğu ve zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle iptal eden ilk derece mahkemesinin kararını taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmesel nitelikte olduğu ve kart üyelik aidatının bu sözleşmeye dayanılarak hesaptan kesildiğinden bahisle kanun yararına bozmuştur (Y. 13. HD., 18.7.2011 T., E. 2011/4736 K. 2011/11579)
  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 13.6.2007 tarih ve E. 2007/18-330 K. 2007/350 sayılı kararında askeri okula girerken imzaladığı yüklenme senedi uyarınca borçlu olduğu tutardan daha fazla bir meblağı idarenin hatalı hesaplaması sonucunda ödemek zorunda kalan davacının iade talebinin sebepsiz zenginleşmeye değil, sözleşmesel sorumluluk hükümlerine dayandığına karar vermiştir.
  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 9.2.2005 tarihli ve E. 2005/11-20 K. 2005/34 sayılı kararında bir bankanın mevduat hesabı sahibine yaptığı fazla ödemeye ilişkin iade davasına ilişkin olarak özel dairenin uyuşmazlığın mevduat sözleşmesine dayandığı ve on yıllık genel zamanaşımının uygulanması gerektiği yönündeki bozma kararını benimsemiştir.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 7 Ekim 2021 tarihli E. 2021/4211 K. 2021/9795 sayılı Kararında‘…Dava konusu uyuşmazlık; tapulu taşınmazın satışına ilişkin adi yazılı sözleşmeden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK’nın 77 ve devamı maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından, hukuken geçersizdir. O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar, verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. …’ tespitlerini yapmıştır.



This post first appeared on Araç Değer Kaybı, please read the originial post: here

Share the post

Sebepsiz Zenginleşme Davası Nedir?

×

Subscribe to Araç Değer Kaybı

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×