Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

BekleyiÅŸ


Edward Hopper - Hotel By A Railroad
Franco, sevgili kuzeni Karl’ın ısrarına rağmen düğün evinde kalmayı nezaketsizlik sayacağını bildirerek tren istasyonunun arkasındaki otele yerleşmeyi tercih etmişti. Karl, Franco’nun sülalede en samimi olduğu ve en sık görüştüğü akrabasıydı. Çocukken hep birlikte oynarlar, Karl onu kollar, o da onun yanından ayrılmazdı. Karl’ın ondördüncü doğum gününde sevgilisi olduğunu açıkladığı Natalie de bu ikiliye katılmıştı sonra. Natalie, aralarındaki ilişkiyi hiç bozmamıştı. Sanki yıllardır aralarındaymış gibi, ikilinin ilişkisine dışarıdan yabancı bir madde taşımamıştı. O geldikten sonra hiç kavga etmemişler, küsmemişler, birbirlerini kırmamışlardı. Natalie sanki ikisini de büyülemişti.

Ağustos ayının sarı sıcağı, odanın duvarlarından çıkmaya çalışıyordu. Düğün de sıcak olacaktı. Emma, geceliğiyle oturduğu koltukta kitabını okuyordu. Akrabaların ve arkadaşların çocuklarının düğünleri azalmaya başlamıştı. “Arkadaşlar azalıyor, o yüzden olmasın”, diye düşünürken gülümsedi Franco. Emma’nın gülümsediğini fark etmediğini görünce rahatladı ve sigarasından uzun bir nefes çekti. Ölüme sevindiğini itiraf edemeyen bu korkak, doğumu nasıl açıklayacaktı?

Karl’ın ondördüncü yaş gününde, “ben seni de seviyorum” demişti, Natalie, Franco’nun yanağına kondurduğu öpücükle de inandırmıştı onu. O öpücük hiç silinmedi. Azalarak devam eden ziyaretlerde, hatta odada yalnız kaldıklarında bile Natalie Ile birbirlerine itiraf etmemişler, anlık bakışmalarında birbirlerine fısıldamakla yetinmişlerdi aşklarını.

Franco, geçici bir iş için gittiği Nürnberg’de temelli kalmaya karar verdikten sonra, sık sık Karl’ı ziyarete gelerek eski dostunu görüyordu. Emma’yla evlendikten sonra da bu ziyaretlere devam eti. Karl ise işlerinin yoğunluğu (dükkânı kimseye bırakamıyordu. Karl’ın oğlu, baba mesleği fırıncılığa ilgisiz kalmış, Karl da onu bu konuda rahat bırakarak üzerine düşmemişti) nedeniyle Franco’nun düğünü dışında iade-i ziyaret yapamamıştı.

Karl’ın oğluna Franco adını vermesi büyük bir jest olmuştu. Eşi Natalie ile birlikte almışlardı bu kararı. Hatta Natalie Karl’ın kararını fazlasıyla desteklemişti. Annesi çok üzerine düşerdi Franco’nun, Görenler, Natalie’nin onun annesi olduğunu bilmeseler, sokakta kol kola gülüşerek yanlarından geçerken, rahatlıkla sevgili sanabilirdi ikisini.

Franco’nun kuzeninin oğlunun düğünü. Emma hiç sızlanmamıştı, yazın ortasında çıkan mecburi yolculuğu haber verdiğinde. Hastalığı sonrasında fazla hareket edemiyordu. “Gitmesek olur mu?” dese, itiraz edemezdi ona. Sevinme emaresi de göstermemişti davetiyeye baktığında. Zorunlu bir yolculuk, akrabalık görevi. Görev. Emma’yı tanıyordu artık. Hiç şikâyet etmezdi, artık sevincini de belli etmiyordu ya da edemiyordu.

Ama bu gece, Franco kararlıydı. Bu gece gerçeği açıklayacak, “Natalie’yi seviyorum Emma” dedikten sonra, “Karl, Franco benim oğlum” diyecek ve sonra kendine çevrili gözlerin içine bakarak dimdik duracaktı.


This post first appeared on FACICIK, please read the originial post: here

Share the post

BekleyiÅŸ

×

Subscribe to Facicik

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×