Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

BÄ°R TÃœRKÄ°YE SORUNSALI


Eğitimli İşsizlik


Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan en büyük sorunsallardan biri de eğitimli işsizlik oranında görülen hızlı büyümedir.  Eğitimli işsizlik konusu çoğunlukla görsel ve yazılı basın tarafından dile getirilse de; bu sorun üzerinde pek bir çözüm etkisi göstermemektedir. Çözülmeyen bu sorun hem kişiler hem de aileler için kronik bir sorun halini almaktadır.

Ailelerin senelerce dişinden tırnağından arttırarak okutmaya çalıştıkları evlatları Mezun olur olmaz, işsizlik sorunsalı ile karşı karşıya kalmaktadır. Her aile evladının yüksek öğrenim görerek daha iyi bir hayat standardında yaşamasını arzu eder. Lakin ailelerin hesaba katılmadığı bir konu vardır. Üniversite okumak,  daha iyi bir hayat standardının olacağının garantisini asla vermez.

Konu ile ilgili son 15 yıldır yaptığım araştırmalar ve gözlemler neticesinde elde ettiğim bilgi ve tecrübeyi sizlerle paylaşmak istedim. Amacım genç arkadaşlarımıza ve onların ailelerine bir nebze de olsa da faydalı olabilmek.

2015 yılı kasım ayı TUİK verilerine göre Türkiye de bulunan yükseköğretim görmüş kişilerin işsizlik oranı %10,8 dir. Bu durum yine TUİK verilerine göre 78.741.053 nüfusa sahip bir ülke için azımsanamayacak kadar büyük bir rakam. Hal böyle olunca 8.504.033 kişi oturup bir kez daha düşünmeye başlıyor. Bunca üniversite mezunu insan neden işsiz?

Bilinçli Tercih Yapma


Açıkçası ben olayın bu kadar ileri seviyelerde kronik bir hal almasını yurdun dört bir köşesine üniversite açılmasına, bilinçsizce yapılan tercihlere ve üniversite adı altında verilen kalitesiz eğitimlere bağlıyorum.

 Ülkemizde her birey ve her aile çocuklarının üniversiteyi kazanmasını ve oradan mezun olup güzel bir hayat sürmesini hayal ediyor. Güzel hayaller güzel düşünceler…  Peki ya gerçekler?

Olay işte tam burada başlıyor. Adım başına açılan üniversiteler ve beraberinde getirdikleri saçma sapan fakülteler ile okuyup işsiz kalmak isteyen bireyleri dört gözle bekliyor. Maksat üniversite okunmuş olsun. Üniversitelerin vazgeçilmez fakültelerinden biri olan ve başını çeken İktisadi İdari Bilimler Fakülteleri ve onun ardına ikincilik kürsüsünü elinde tutan Fen – Edebiyat Fakülteleri ve peşi sıra listeye üçüncü sıradan girmeyi başaran Eğitim Fakülteleri üniversite okuma hayalleri kuran birey ve aileleri dört gözle bekliyor.

Neden dört gözle bekliyor diyeceksiniz. Çünkü dört beş yıl içinde ülkenin dört bir köşesinde kurulan üniversitelerin yukarıda belirtilen fakültelerinin absürt bölümlerinden yığınla mezun vermesinin haklı gururu yanında;  hızla büyüyen genç,  dinamik ve eğitim görmüş mezunları işsizlik ordusuna katacağı için takdir edilmeyi dört gözle bekleyecek.


Geleceği Okuyabilmek


Oturup aklıselim kafa ile düşünmek gerekiyor.  Bir İktisadi İdari Bilimler Fakültesin Çalışma Ekonomisi bölümünü veya Fen – Edebiyat Fakültesinin Japon Dili Japon Dili Ve Edebiyatı Bölümünü bitiren öğrencinin mezun olduktan sonra iş bulma olasılığını… Veyahut garanti meslek olarak görülen Eğitim Fakültesinin El Sanatları Bölümünü bitiren mezunun iş bulma ve işsiz kalma riskini oturup bir kez daha düşünmek lazım.

4 – 5 yıl içinde yukarıda belirttiğim fakültelerin ilgili bölümlerinden mezun olan ve bunun öncesinde de mezun olan milyonlarca genç arkadaşı bir kefeye koyup düşünmek lazım.  Bu kadar çok üniversite açtık bu kadar mezun verdik. Acaba biz bu mezunlara devlet veya özel sektörde nasıl bir istihdam alanı açabiliriz diye düşünmek lazım…

Son 15 yılda her ilde, birçok ilçede hatta ve hatta birçok semtte bile mantar gibi türeyen üniversitelerin absürt fakültelerinin saçma sapan bölümlerinden mezun olan kişilerden aldığını düşündüğü kalitesiz eğitimlerden ne denli bir iş gücü beklemek doğru olur. Verilen kalitesiz eğitimler, yetersiz istihdam oranları hiç göz önünde bulundurulmaz. İstatistikler asla yorumlanmaz.  Yetkililer adam akıllı bilinçlendirilmez. Amaç herkes üniversite okusun. Sonuç mu? Koca bir hüsran.

Açıkçası merak ediyorum. Yıllar bazında devletin üniversite mezunlarına sağladığı istihdam oranı belli iken,  özel sektöründe yaptığı alımlar da belli iken… Neden ısrarla köye kasabaya üniversite açıp absürt fakülteler ve saçma sapan bölümler kuruluyor. Böyle saçma sapan üniversite bölümlerinden mezun birinin devlette iş bulma olasılığı %10… Aynı şekilde bu bölümlerden mezun olanların özel sektörde iş bulma olasılığı  %10…
  
Sayın yetkililer

Geleceği çok iyi bir şekilde okuyabildiğiniz için ve %80 ihtimalle eğitimli işsiz kalma garantisi verdiğiniz için size sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Hayaller Ve Gerçekler


Yüksek öğrenim görmüş gençler umutlu başlayan, hayallerle süslenen üniversite yolculuğunun sonunda; güzel bir kariyer, iyi bir kazanç elde edebileceği bir iş istihdamı bekler. Lakin yolculuk sonunda yıllardır söylenmeyen acı bir gerçek ile karşı karşıya kalırlar. Okuduğunuz bölümün devlet veya özel sektörde işe yerleşememe oranı %80… Haydi geçmiş olsun.

Değerli veliler kıymetli öğrenciler siz siz olun üniversite okumak için saçma sapan tercihler yapmayın. Belki size rehberlik edecek bir öğretmen olmayabilir;  size rehber olabilecek asıl şey akıl ve mantığınızdır. Aklınızla düşünün mantığınızla tartın.  Yoksa sizi heyecanla ve dört gözle bekleyen eğitimli bir işsizlik ordusu çok yakınınızda…

Doktor Hayat / Bir Türkiye Sorunsalı / Eğitimli İşsizlik
Hayatı ve toplumsal konuları ele alan "Kişisel Blog"


This post first appeared on DOKTOR HAYAT - KİŞİSEL, please read the originial post: here

Share the post

BÄ°R TÃœRKÄ°YE SORUNSALI

×

Subscribe to Doktor Hayat - KİŞİsel

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×