Related Articles
Bayram Tâtili Kaç Gün Olacak?
Hemen yakınlarında bir yerde turizmciler ve otel sahipleri telefonda konuşuyor. Önlerinde açık olan tüm listeler dolu. Reddettikleri her müşteriye içleri acıyarak yeni kontenjan türetmek peşindeler...
Biraz yakınında ulaşım şirketleri... Hay Allah, görüyor musun uçaklar ve otobüsler tıklım tıklım dolu!
- Bu yıl ülkemizde bayram tâtilinin 37 gün olması beklenirken yurttaşlar bu tâtilin, bayram ile hafta sonu birleştirilerek 40 güne çıkarılması için ümitli... ( Utanmasak kırk gün kırk gece bayram kutlayacağız. Plajda elbette, seccâde başında değil :) )
- Bu sene Kurban Bayramı'nın 40 günlük tâtilinde havanın nasıl olacağını ancak Allah bilir efendim. Bizim beklentimiz havanın güneşli, yağmurlu, fırtınalı ya da karlı olabileceği yönünde. Zîra cihazlarımız en fazla 9 günlük ölçüme müsait :)
- Kurban Bayramı arifesinde halkımız tâtil beldelerine hücum ediyor sayın seyirciler! Filânca yerlerdeki otellerin kontenjanları hıncahınç dolmuş durumda. Otobüs ve uçak şirketlerinin ise ek sefer yapacakları konuşuluyor!
- Bu sene kurbanlık piyasasındaki fiyatlar "bu kadar" ile "şu kadar" arasında seyrederken emeklilere verilecek bayram ikrâmiyesinin de tekrar görüşülmesi bekleniyor. ( Arka planda alıcı ile satıcı arasındaki kol koparan kurbanlık pazarlığı görüntülerinden bir demet eşliğinde... )
- Peki kurbanlık seçerken nelere dikkat edilmeli? ( Hayvanın dişlerine yakınlaştırılmış görüntüler gelir ) Gözünün üstünde kaşı mı olmalı, yoksa gıdıkladığımızda çitme mi atmalı?
- Bugün sizlere, "Etiniyerim Kebabı" yaparken kurbanlığın gıdı etinin nasıl marine edileceğini anlatması için ustamıza mikrofon uzatıyoruz...
Bayram esnâsında ise kaç kasabın kurban keserken kendini de doğradığı, kaç dananın keklik gibi sekerek sâhibinin elinden kaçtığı, bayram tâtili boyunca kaç tane trafik kazâsı gerçekleştiği, çok gerekliymiş gibi siyâsîlerin bayramı nerelerde geçirecekleri bilgisi ve vermiş oldukları bayram mesajları boy boy haberlerimizi süslemekte...
Gazetelerimize gelince... Zavallıcıklar bayram için seferber olmuş ve dâima bir köşesinde "çıplak" bir kadın fotoğrafı bulunan bayram ekini (!) yetiştirmek için fazla mesâî yapmakta... Kanal yetkilileri ise tüm bu hazırlıklara, bayram akşamı hangi sanatçının şarkılı türkülü bayram yayını bandını (artık canlı yayın bile değil) vereceklerini planlayarak katılıyorlar. Ay ama haksızlık olmasın şimdi... Arada bir kenara köşeye Nihat Hatipoğlu'nu da sıkıştırmak sûretiyle halkın gazını almayı ihmal etmemişler, kabul etmek lâzım... Hoş, sanki ihmal etseler halkın sesi çıkacak mı? O da ayrı bir konu...
Anlayacağınız... Bana kalsa tüm sektörleri sayıp dökerim şuraya ama hâlim yok, mecâlim yok... Peki bayramı evde geçiren halkta durum farklı mı dersiniz? Yurdum insanının bayram senaryosu ise genel îtibâriyle şu şekilde:
-Hazırlan Lütfiye, annemlere gidiyoruz.-Niye önce senin annenlere gidiliyor Nurettin? Bu sefer de benimkilere gidelim.
-Hede hödö hede hödö!!!
-Vır vır dır dır!!!
"Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!" 1
Nerede O Eski Bayramlar?
Yıllar geçtikçe şu cümleyi daha çok duyuyoruz sanırım: "Nerede o eski bayramlar?" Kimse o eski bayramları elimizden almadı dostlar, her şeyimizi kendi elimizle verdik... Bizler sâhiden bayramı yaşıyor muyuz, yoksa sâdece bayram mı geçiriyoruz? Hangimize bayram geliyor gerçekten? Hangimiz yakınız Yahya Kemal'in şu hissiyâtına:
"Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye'de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeye yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanat, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var! .. Ne mübârek, ne garîb âlem bu! ..
Hava boydan boya binlerce hayâletle dolu...
Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir;
O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.
Bu sükûnette karıştıkça karanlıkla ışık
Yürüyor, durmadan, insan ve hayâlet karışık;
Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilâhî yapıya.
Tanrının mâbedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymâniye târih oluyor." 2
Ne dersiniz? Ucundan kıyısından da olsa yakın mıyız bu mâneviyata? Aramızda evlât sâhibi olanlara sormak istiyorum: Anlattık mı çocuklarımıza bayram nedir, ne değildir? Kurban ne demektir ve neden kesilir? Allah'ın bizim kestiğimiz hayvanların etlerine -hâşâ- ihtiyâcı mı vardır? Kurban ibâdeti paranı, pulunu ve hayvanı telef etmek midir, yoksa insanlara yarar sağlayacak şekilde malını mülkünü Allah'ın rızâsı için fedâ etmek midir? Biz kullar, hangi olaylardan sonra kurban ibâdetinden mesul olmuşuzdur? Hz. İbrahim ve Hz. İsmail kıssasını hangimiz anlatmışızdır sizce çocuklarımıza? Paylaşmak, selâmlaşmak, hediyeleşmek ve bayramlaşmak kavramlarını bizler ne kadar anlayabildik ki çocuklarımıza ne kadarını aktarabileceğiz? Bir düşünelim lütfen...
Nasıldı O Eski Bayramlar?
"Bayramlarda çocukları, yoksulları sevindirmek; kimsesizleri ve akrabaları ziyaret etmek, akraba mezarlarını dolaşmak gelenekti. Salıncakların, atlı karıncaların, dönme dolapların kurulduğu, cambaz ve tiyatroların gösteri yaptığı bayram yerleri, şehri hareketlendirirdi." 3
"Eskiden, bayram ziyâretleri için 3-4 gün kâfi gelmezdi. Ayrıca, sevgi ve şefkat dolu mektuplar ile süslü tebrik kartları gönderilerek gönül alınırdı." 4
Dersaâdet'te Bayram Sabahları - Bir Zamanların İstanbulu (Fotoğraf-a, Fotoğraf-b) 5 |
"Biz eskiden, bir bütün hâlinde, bayram yapan millettik. Bayram, târihimizin en karanlık günlerinde bile, yurdumuzu mukaddes bir ışık gibi aydınlatırdı. Bayramı, onun mukaddesliğine lâyık bir güleryüzle karşılamak, büyük uğur sayılırdı.
Çocuklarımız, büyüklerine saygı ve sevgi göstermek için bayramı fırsat bilirlerdi. Büyüklerin evlerine en temiz duygularla gidilir; dînî bir günde büyük eli öpecek temizlikte bir genç olmanın hazzı, gurûru tadılırdı.
Eskilerin nur yüzlü ihtiyarlar dedikleri; yüzleri îmânla aydın yaşlılar da o gün, onlar için duâ ederlerdi. Büyüklerin elleri öpülür, hayır duâları alınırdı. Her duâ cümlesi, genç kız ve genç erkek gönüllerine hayâtın yarını için güven veren, tılsımlı bir nûr gibi dolardı." 6
Dursun GÜRLEK - Dersaâdet'te Bayram Sabahları (Fotoğraf-c) 7 |
İşte böyle canlar...
"Nerede o eski bayramlar!" derken gerçekten kalbimizde bir sızı hissediyor muyuz? Laf olsun diye ağzımızdan çıkan bu cümle ile lâyık olabiliyor muyuz sizce eski bayramlara? Sizler de eski günlere âit anılarınızı ve düşüncelerinizi yorum yaparak benimle paylaşın. Ya da ne yaparsanız yapın, efkârlandım uleyn!!! Sözlerime Hasan Celâl GÜZEL'in bir notuyla son veriyor ve defolup gidiyorum:
"Bayramlarımız, sâdece dînî duyguların değil, berâber yaşama arzusunun doruğa ulaştığı demlerdir. Merhum Yahyâ Kemal'in, 'Süleymâniye'de Bayram Sabahı' şiirinde terennüm ettiği gibi, 'Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati'ni yaşamak ne güzeldir..." 8
Dipnotlar ve Alıntılar - Kaynakça - Açıklamalar - Fotoğraflar