Bu içeriğimizde Pareidolia olarak bilinen hatalı algılama hakkında detaylı bilgilere yer vereceğiz. Pareidolia nedir ve günlük hayatımızda ne gibi etkilere sahiptir. Nesneleri yanlış anlamlandırma hakkında bilmeniz gereken tüm detaylar.

Bir çoğumuz Pareidolia’nın ne olduğunu bilmese bile  eminim ki deneyimlemiştir. Çocukluk zamanlarımızda bulutlara bakarak hayaller kurduğumuzda muhtemelen bu yaptığımız şeyin bir ismi bile olduğunu bilmiyorduk.

Gördüğümüzü sandığımız şeyler bize ütopik bir dünyanın kapısını açmış gibi gözükse de aslında baktığımız şey yalnızca beyazımsı bulutlardı… Yani beynimiz bize hatalı görseller gösteriyordu.

Bu hatalı görseller görme durumu ya da bir benzeri olan duyduğumuz seslerde gerçeğinden farklı anlamlar duyma durumuna Pareidolia denir.

Günlük hayatta sıkça karşılaştığımız bu fenomen hayal gücümüz ve ayı zamanda zihnimizin sıkça düşündüğü şeylerle ilgilidir. Gördüğümüz bir nesneyi zihnimize tanıdık gelen karakterlere benzetme eğilimi vardır. Bunu birbirinden alakasız iki görsel arasında bir bağlantı kurarak yaparız.

İnsan yaratılışından gereği karşısında gördüğü canlının yüz ve mimiklerine bakarak ne anlatmaya çalıştığını anlamaya çalışır. Bu yüzden gördüğü her hangi bir nesneye de aynı anlamı yüklemeye yatkındır.

Bunu düşünmek aslında sandığımızda daha koladır çünkü bir ifadeyi anlamak için insan yüzü değil sadece gözler ve ağızlar yeterli birer simge olacaktır. Örneğin çocukken çizdiğimiz tel adamlar gibi.

Pareidolia sadece görsel bir yanılgı değildir aynı zamanda duyduğumuz sesler arasında da bağlantı kurarak meydana gelmektedir. Dinlediğimiz şarkılarda günlü hayatta tanıdığımız birinin sesini duymak ya da duyduğumuz kelimeleri gerçeğinden farklı bir şekilde işitmek buna örnektir.

Pareidolia Nedir?

Pareidolia, gördüğümüz ya da duyduğumuz şeyleri zihnimizde daha yatkın olan bir şeye dönüştürme durumudur. Beynimize gelen bulanık görüntü veya sesleri algılamak için oluşturulan kusurlu bir yöntemdir.

Pare, Yunanca da bakmak, kısa bir göz atmak anlamına gelmektedir. Eidolon ise, resim, form anlamını ifade eder ve bunların birlikte bir araya gelmesi Pareidolia kelimesini meydana getirir.

Günlük hayatta bazen öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki Doğa Ana’nın bize bir şeyler anlatmaya çalıştığını düşünebiliriz.

Örneğin evde yalnız kalıyorsak diş fırçalarını oldukça ürkütücü birer şekilde görebiliriz. Oysa gerçek sadece birer diş fırçalarından ibarettir ve belki de evde yalnız kalmıyor olsak diş fırçalarının ürkütücü yanını hiç görmeyecektik.

Ya da Nebula’daki elin bize bir şeyler anlatmaya çalıştığını düşünmeseydik belki de bu kadar ilginç gelmeyecekti ve sadece bulutumsu kimyasal yapılar olarak kalacaktı.

Pareidolia bazen de tesadüfi olayları içselleştirme durumudur.

Pareidolia Nasıl Ortaya Çıktı?

Pareidolia’nın ilkel çağlardan beri günümüze kadar uzanan bir yolculuğu vardır. O zamanlarda yaşayan kabileler düşmanlarını ve dostlarını ayırt etmek için birbirlerinin yüz ifadelerini okurlardı.

Hayatta kalmanın yolu da tedirginlikle geçerdi. Yani eğer o zamanda bir odun parçasını yılan şeklinde gördüyseniz hayatta kalma arzusuyla yılanın varlığını kabul ederek odun parçasını ikiye ayırırdınız.

Pareidolia’da yüz şekilleri ilk defa taşlar üzerinde görülmeye başlanmış ve daha sonra taş sanatında kullanmaya başlanmıştır.

Daha sonradan Carl Sagan ve Julian Huxley Pareidolia’nın evrimsel süreçte insanın kendisine benzeyen diğer varlıkları tanımlaması için geliştirilmiş bir özellik olduğunu ileri sürmüştür.

Pareidolia Hastalık Mıdır?

Önceden Pareidolia bir çeşit psikolojik rahatsızlıktı.  Ancak günümüzde hemen hemen herkesin yaşadığı birer olay haline geldiği için bir çeşit fenomen olarak nitelendirilmektedir.

Yine de her şeyin ortası karar lafı kafidir çünkü eğer ki bu durumla sık sık karşılaşıyorsanız durumunuz başka bir psikolojik rahatsızlığa dönüşebilir ve bunun başında da şizofreni gelmektedir.

Bu tarz konular ilginizi çekiyorsa, sitemizde yer alan “Farklı Kültürlerde Ay Tavşanı Efsanesi” adlı içeriğimize de göz atabilirsiniz.