Mutfak kaosuyla sizi baş başa bırakan komedi/dram türündeki taze çıkmış The Bear dizisinin incelemesini ve konusunu detaylarıyla aktarıyoruz.
2022’de pek çok yeni dizi çıksa da aralarından sıyrılabilen az dizi var. Bu dizilerden Olan Fx/hulu ortak yapımı The Bear’ın ilk sezonu 23 haziran 2022’de yayınlandı.
Aldığı olumlu tepkiler üzerine 2.sezon onayını da alan The Bear dizisi, Christopher Storer’n yapımcılığıyla hayat buluyor. Mutfak karmaşası ve dayanışma üzerine kurulu bu dizide “The Beef” adlı restoranda olan biten her şey heyecan verici.
The Bear Dizisinin Konusu
The Bear dizisi, en İyi restoranlarda çalışmış, çok yetenekli genç bir şef olan Carmen Berzatto’nun (Jeremy Allen White) aile restoranını işletmek üzere Chicago’ya dönmesiyle başlıyor. Abisi Michael’in (Jon Bernthal) intiharından sonra ona bıraktığı bu restoranı adeta tamir edip düzeltme amacıyla bu yola çıksa da birçok zorluk onu bekliyor.
Mutfaktaki kötü hiyerarşik düzen, disiplinsizlik, gelir-giderlerdeki dengesizlik ve restoranın borçları en başta gelen sorunlardan. Şef Carmy bu sorunlarla uğraşırken aynı zamanda abisini kaybetmenin üzüntüsüyle yüzleşmeye çalışıyor.
Ayrıca bir yandan da “kuzen” diye adlandırdığı, abisinin inatçı en yakın arkadaşı Richie (Ebon Moss-Bachrach) ile mutfak düzeni üzerine uğraşmak zorunda çünkü Richie her an ortalığı karıştıracak bir karaktere sahip.
Carmy, yeni geldiği bu mutfakta önceden çalıştığı lüks ve ödüllü restoranlardaki düzeni sağlamaya çalışırken yardımına hırslı ve yetenekli Sydney (Ayo Edebiri) yetişiyor. Sydney ve Carmy, önceden çalıştıkları restoran ortamlarındaki benzerlikten dolayı anında bir kimyaya sahip oluyorlar ve daha sofistike bir mutfağın görevlileri olarak birbirlerine yardım ediyorlar.
İkili birlikte çalışarak bu dağınık mutfakta “Fransız hiyerarşisi” adını verdikleri bir düzeni oturtmaya çalışıyorlar. Kısaca herkesin kendi istasyonundan sorumlu olduğu ve rollerin daha belirgin olduğu bir mutfak düzeni.
Bu garip restoranda mutfak çalışanları, başta her şeyi sabote eden ama sonunda mutfakta annelik rolü üstlenen bir aşçı olan Tina (Liza Colón-Zayas), en iyi çikolatalı keki veya mükemmel donutu yapmaktan keyif alan hevesli pastacı Marcus (Lionel Boyce), fiziksel olarak çok güçlü ve sessiz bir tip olan Ebraheim (Edwin Lee Gibson) ve restoranın etrafındaki şeyleri biraz koli bandı ile tamir ederek bir usta gibi davranan arkadaş canlısı Fak’ten (Kanadalı şef Matty Matheson) oluşuyor.
Hepsi zamanla Carmy’nin oluşturduğu bu yeni düzene ayak uydurmaya başlıyor. Restoranda her geçen gün sorunların üstüne yenileri eklenirken bunların üstesinden beraber gelmeye gayret ediyorlar. Ve biz de bu karmaşaya tanık oluyoruz.
The Bear Dizi İncelemesi
Şu anda 1 sezonu bulunan komedi/dram dizisi The Bear’ın yaklaşık 30 dakikadan oluşan 8 bölümü bulunuyor. The Bear, 23 Haziran 2022’de yayınlandı ve şu anda IMdb’de 8.5 gibi yüksek bir puana sahip.
Bunun en büyük sebeplerinden biri bir restoran işletmeciliği ve mutfak kaosundan fazlası olmasıdır. The Bear size her anlamda yüksek bir seyir zevki sunuyor. Aile bağı, dayanışma, umut ve sabır gibi temaları işleyen bu dizide siz de bütün olan bitenin bir parçasısınız.
Çoğu tek mekanda geçen The Bear, flashbackler ve halüsinatik görüntülerle o kaotik havayı muhteşem şekilde veriyor. Tempo o kadar yüksek ki izlerken nefesinizi tuttuğunuz anlar bile olabilir.
Havada uçuşan bıçaklar ve ocak yangınlarıyla mutfağın karmaşası arasında “Şef!” bağırışlarıyla bir dakika bile sakin olmayan ortamın karışık ve boğucu yapısına en başta alışmakta zorlansanız ve bunu yorucu bulsanız da emin olun kendinizi adeta o mutfakta hissetmeniz hiç uzun sürmeyecek. Çünkü gerek kamera açıları gerek oyunculuklar buna çokça yardım ediyor.
The Bear, arkanıza yaslanıp sakince huzur içinde izleyeceğiniz bir yapım değil. Dizinin mutfağında gerilim her zaman yüksektir ve her hata bir felaket gibi hissettirir.
Bu stres ve kaygı dolu enerji, Carmy’nin rüyalarında kelimenin tam anlamıyla bir ayı olarak kendini gösterir ve sadece kendini değil, kardeşinin ölümüne duyduğu kederi, öfkeyi ve sektörde yeterince iyi olma arzusunu temsil eder.
Bunun yanı sıra bu kadar stresli sekanslar arasında ardı ardında gelen yemek sahneleriyle iştahınız kabarıyor. Bol etli sandviçler, akışkan çikolata soslu pastalar, salça soslu makarnalar ve kusursuz çöreklerle The Bear adeta bir yemek şöleni sunmayı da ihmal etmiyor.
Ayrıca bu yemekler dizide karakterler arasındaki bağı da sağlıyor. Birbirleriyle yardımlaşarak dayanışma içinde yaptıkları bu yemekler karşılıklı güveni sağlarken duvarlarını da biraz olsun kaldırmaya yardım ediyor.
The Bear’ın güzel yanlarından biri de karakter derinliği. Bu kadar kısa bir zaman diliminde her karakter olabilecek en iyi derinliğe sahip ve gelişimlerine yakından tanık oluyoruz.
Örneğin Tina karakterinin başta bu kadar uyumsuz ve inatçıyken zamanla mutfaktaki birleştirici ve yatıştırıcı unsur olduğunu ya da Marcus’un kendine olan inancını her geçen gün kazanarak gerçekten sevdiği şeyler peşinde koşmaya başlamasını çok net şekilde izliyoruz.
Dizideki oyunculuklar genel olarak vasatın üstünde olsa da Jeremy Allen White (Şef Carmy) müthiş performansıyla sıyrılmayı başarıyor.
The Bear’daki herkes her zaman beklenmedik durumlara hazırlıklı olmalıdır ve bu diziyi aynı anda bu kadar çekici, gergin ve güzel yapan da budur. Bu sekiz bölüm sizi nefessiz bırakabilir ve biraz başınızın dönmesine neden olabilir. Ama bittiğinde “Teşekkür ederim şef” demeye hazır olun.
Bu yazımızda komedi/dram dizisi The Bear’ın konusuna ve incelemesine yer verdik. İlginizi çektiyse yine sitemizde yer alan “The Boys Spin-off Dizisi Gen V Konusu ve Yayın Tarihi” adlı yazımıza da göz atabilirsiniz.
