Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Güneşin Üstündeki Soğuk Bölge

Güneşin Üstündeki Soğuk Bölge Ne Anlama Geliyor?

2013 Temmuz’da, NASA’nın Güneş gözlemevi, Güneş’i izlemekteydi. Uydu görüntülerini izleyen bilim insanları, sıradışı bir şey gördüler. Güneş’in üzerinde, devasa bir gölge yer almaktaydı. Bu gölge 800.000 kilometre genişliğinde bir delikti. NASA, görüntüleri anlamakta zorlanırken termal görüntüler ise bir spekülasyon başlatmıştı; bu, Güneş’in yüzeyindeki bu deliğin uzaylılar tarafından yapıldığıydı. Fakat sebebi her ne olursa olsun Güneş’in yüzeyinde bu denli büyük bir delik demek, insanlık için çok büyük bir sorun demekti. Çünkü Güneş’in enerji çıkışında %7’lik dahi bir azalma olursa bu, Dünya’yı ikinci bir buz çağına gönderebilecek güçtedir. NASA’nın görüntülerinde, bu deliği görmemek imkansız gibi gözükse de Güneş’e çıplak gözle bakıldığında bu delik görünmüyordu. Bu deliği açıklamaya çalışan bilim insanları Güneş’in atmosferindeki süper sıcak gazların fotoğrafını çeken uydulara dönerek onların elde ettiği görüntüleri araştırmaya başladılar.

Bu ileri teknoloji kameralar, insanların göremediği şeyleri görebilmektedirler. İnsan gözüyle göremeyeceğimiz, sadece ultraviyole spekturumda görülebilecek şeyleri kolaylıkla görmemize olanak sağlıyor. Fakat bu görüntülere bakıldığında Güneş’in yüzeyinde keşfettiğimiz delik birdenbire farklı göründü. Karanlık, boş bir alan gibi görünen bu alan, etrafındaki bölgeden çok Daha soğuk olan gazlarla doluydu. Daha sonra, bu devasa bölgenin Güneş’in atmosferindeki soğuk bir bölge olduğu kanısına varıldı. Fakat soğukluk kavramı, söz konusu Güneş olunca, bizim bildiğimiz soğuk kavramına tekabül etmiyor çünkü bahsettiğimiz ‘’soğuk’’ halen 1 milyon derece. Bilim insanları, Güneş’in atmosferindeki bu soğuk bölgelere ‘’Corono’’ bölgeleri diyor. Güneş’in bu en dış tabakasına Corono denir. Güneş, Coronal alanda daha düşük enerji ve gaz seviyeleri sebebiyle çok ince olan alanlardan uzaklaşan manyetik alanlar içerir. Bu da geri düşmediğinde Coronal deliklerin ortaya çıkmasına neden olur. Böylece, güneş parçacıkları o bölgeden, daha düşük yoğunluk ve daha düşük sıcaklık oluşturacak kadar büyük bir oranda kaçarlar.

Corono delikleri, Güneş’ten daha soğuk, dolayısıyla daha koyu renkte ve daha düşük enerji ve gaz seviyeleri olduğu için ortalamadan daha düşük yoğunluklu plazmaya sahip alanlardır. Corono delikleri, tek tip değildir ve bu yüzden sürekli değişip yeniden şekillenmektedir. Büyük Coronal delikler genellikle daha küçük Coronal deliklerden daha hızlı güneş rüzgarı ile sonuçlanmaktadır . Coronal delikler Güneş’te herhangi bir zamanda ve yerde gelişebilir ve ortaya çıkabilir. Güneş kutuplarındaki Coronal delikler özellikle güneş enerjisi minimum olduğundaki yıllarda en kararlı olanlardır, gezegenimizi nadiren etkilerler. Ancak bu Coronal delikler büyür ve daha düşük enlemlere doğru genişlerse bazen bu kutup Coronal deliklerinden gelen, yüksek hızlı güneş rüzgarı akışını yaşarız. Daha düşük enlemlere yönelik bu uzantılar bazen kutup Coronal deliğinden kopabilir ve kendi başına izole bir yapıya dönüşebilir. Corono delikleri genellikle haftalarca veya aylarca devam eder. 

Zaman geçtikçe şekil ve boyutları değişir. Coronal delikler, güneş minimumundan hemen önceki ve sonraki yıllarda daha yaygın olan polar Corono delikleriden izole olarak da gelişebilir. Corono delikleri maddenin kaçabileceği ve gezegenin iç kısımlarına girebileceği alanlardır. Bilim insanlarını korkutan şey, bu Corono deliğinin Dünya’yı Güneş parçalarıyla yok etmek için mükemmel bir konumda oluyor ve Dünya bu yolun üzerinde olursa, bu bir Güneş fırtınasına sebep olabilir. Bu, uyduları yok edebilir, elektronikler düzgün bir şekilde çalışamazlar. Saatte 800 bin kilometre hareket eden bu ölümcül Güneş ışığının Dünya’ya varması 58 saat sürecek ve geldiğinde ilk belirtisi gezegenin manyetosferi çarpan bu parçaları emerek bizi korumak için savaşırken kutup ışıklarında ortaya çıkacak çarpıcı bir ışık gösterisi olacaktır. 20 Temmuz 2013’te, bilim insanlarının deliği fark edişinden 2 buçuk gün sonra, Kuzey Işıkları, parlayan ışıklarla dolmuştu. Bu ışıkların ortaya çıkışı, küresel erimenin birinci aşaması olabilir miydi? Bu şahane gösteri iki gün sürmüştü, sonra durdu. Fırtınanın, güzel bir ışık gösterisinden başka bir şey olmaması bilim insanlarının içini rahatlatmıştı. Bu, Dünya için uyarı niteliğinde bir atıştı çünkü gelecek sefere bu kadar şanslı olmayabiliriz.

The post Güneşin Üstündeki Soğuk Bölge first appeared on .


This post first appeared on Bitkiler Alemi, Gezi Rehberi, Nasıl Çalışır, please read the originial post: here

Share the post

Güneşin Üstündeki Soğuk Bölge

×

Subscribe to Bitkiler Alemi, Gezi Rehberi, Nasıl Çalışır

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×