Yeni toplum düzeninde şöhret bolluğu yaşıyoruz.
Etrafta o kadar çok şöhret ve şöhretimsi var ki
her tipten insanın gözetleme merakını doyurmaya
yetiyorlar.Sanayi Devrimi sonrası toplumların
tanrısızlığını doyurmanın en güzel yolu onlara
yeni ve daha ulaşılabilir tanrılar sunmaktı , ve
medya onların bu arzularına hemen cevap verdi.
Parıltılı görüntüleri , hem ulaşılabilir hem de
ulaşılamaz oluşlarının yarattığı baştan çıkarıcılık
ile harmanlanınca , yeni yapay tanrılarımız bizleri
daha büyük kolektif saçmalıklara sürüklediler.
Toplu olarak onları gözetlemeye başladık , medya
aracılığıyla sunulan sahte yüzlerine özendik ,
kendi yüzlerimize aynı kalıptan sahte yüzler yapmaya
çalıştık.Onlar gibi giyindik , onların yemek
yediği yerlerde yedik , onların okuduğu kitapları
okuduk , onların izlediği filmleri izledik vs...
Toplumlar şöhretler ve şöhretimsiler sayesinde toplu
halde röntgenciliğe alıştırıldı.İlgimiz olmayan ,
bizi alakadar etmeyen her şey üzerinde yorum yapar
hale gelmek hepimizi narsist yanılgılara sürükledi.
Şöhret veya şöhretimsinin hayatını belirleyebilecek,
kaderini çizebilecek güce sahip olduğumuza
inandırıldık.İçinde sürüklendiğimiz yanılgıların
farkında olmayan , röntgenciliğimizi destekleyen
saçmalıkların boyunduruğu altında gerçek yaşamı,
gerçek insanları unuttuk , unutturulduk.
Magazin , şöhretler ve yaşantıları kitlelerin yeni
afyonu oldu.Artık şöhret havuzunda boğulmaktan
kurtulmamız çok zor.
Boğulmadan kıyıya ulaşmanız dileğiyle sevgili kara
koyunlar.