Mimari yaklaşımını “Pragmatik bir ütopik mimari” olarak tanımlayan Bjarke Ingels, onlarca mimarlık ve tasarım ödülüne sahip, genç ve başarılı bir mimar. Kuşağının en yenilikçi mimarlarından biri olarak görülen Danimarkalı sanatçı, mimarinin geleneksel yaklaşımlarını sorgulayarak mesleğine adeta meydan okuyor.

Bjarke Ingels, Hollanda Mimarlık Enstitüsü tarafından “neşeli, sosyal sorumluluk ve mizahı birleştiren mimarların yeni nesil bir üyesi” olarak niteleniyor. Sanatçının yapıtlarında sanatın, mimarinin ve şehirciliğin geleceğinin iyimser bir vizyonunu keşfetmek mümkün. Binaları sadece bir bina olarak değil, işlevsel ve içinde bulunduğu kentsel çevreye entegre olan yapılar olarak yorumluyor. Tasarımlarında eğimli çizgileri seviyor, doğa ile kentleşme arasında sihirli bir denge kuruyor. Sürdürülebilirlik ve sosyolojik kavramlarını da oldukça önemseyen sanatçı, küresel ısınma ve toplum yaşamı hakkında ciddi mesajlar veriyor.

Legolarla ve çizgi romanlarla aşk

Ingels, 1974 yılında mühendis bir baba ve diş hekimi bir annenin çocuğu olarak Kopenhag’da doğdu. Çocukluğunun en büyük tutkusu Legolar ve çizgi romanlar oldu. Sanatçı, bir röportajında Legoların çocuklar için önemini şöyle anlatıyor: “Çocuklara bir kutu Lego vermek yetkilendirme eylemidir. Onlara kendi dünyasını yaratma ve daha sonra oyun yoluyla yaşama imkanları sağlar. Bu onlar için iyi bir başlangıçtır”.

Anaokulu yıllarında çizim yeteneği fark edilen Ingels, 18 yaşına gelince karikatürist olma hevesiyle Danimarka Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. Eğitimi sırasında mimarlığın çocukluk ve gençlik dönemlerindeki çizimlerinde bulunmayan bir boşluğu doldurduğunu fark etti. Ayrıca Barcelon’da da Mimarlık Teknik Okulu’na devam etti. Özellikle Frank Gehry, Zaha Hadid, Rem Koolhaas gibi mimarların eserleriyle yakından ilgilendi. Barcelona’a üçüncü sınıftayken, ilk mesleki yarışmasını kazandı. Bu, onun mimarlık kariyerindeki ilk rekabeti oldu.

Bjarke Ingels mimarlık kariyerine üç yıl boyunca Hollanda’da Rem Koolhaas’ın mimarlık ofisi olan OMA’da çalışarak başladı ve orada da ödüllü tasarımlar yaptı.

PLOT ve WM Evleri

Sanatçı, 2001 yılında Kopenhag’a döndü ve OMA’da birlikte çalıştığı mimar arkadaşı Julien De Smedt ile PLOT mimarlık ofisini kurdu. Ofis, yaratıcı tasarımları ile hem ulusal hem de uluslararası ilgi gördü; Kopenhag Limanı’nda bir çok proje gerçekleştirdi.

PLOT’un en büyük başarısı, Kopenhag’ın yeni konut mahallesi olan Ørestad’daki VM Evleri oldu. Le Corbusier’in Unité d’Habitation konseptinden ilham alarak tasarlanan bloglar, yukarıdan bakıldığında “V” ve “M” şeklinde. 2005 yılında “Forum Award ödülünü kazanan projede 80 farklı daire yer alıyor. Dairelerin tümü gün ışığı alıyor ve her biri güneyin geniş panoramik manzarasına sahip.

PLOT, birçok projeyi başarıyla hayata geçirdi ancak ikili 2006 yılında ayrılarak, kariyerlerine kendi ofisleri ile devam etme kararı aldılar.

BIG

Ingels, PLOT’u kapattıktan sonra büyük ölçekli kentsel projeler tasarlamak amacıyla yeni mimarlık ofisi Bjarke Ingels Group’u yani BIG’i kurdu. Ofisin ilk projesi, VM Evleri’ne komşu olan VM Dağ projesi oldu. Pek çok ödül kazanan on bir katlı, piramit şeklindeki bina, terasları ve tabanından çıkıntı yapan lüks çatı bahçeleri ile seksen yerleşim birimi içeriyor.

Şanghay’daki Danimarka Dünya Fuarı 2010 pavyonu, Astana’da Kazakistan Ulusal Kütüphanesi, New York Manhattan’daki VIA/West 57, Google North Bayshore, Superkilen Parkı, Lego Evi ve Danimarka Deniz Müzesi gibi pek çok önemli ve etkileyici proje gerçekleştiren Bjarke Ingels, kitap yazıyor, neredeyse sayısız konferans ve etkinliğe katılıyor, eğitim videoları hazırlıyor, üniversitelerde konuk öğretim üyesi olarak ders veriyor.

Başlıca eserleri

Ev 8
Kompleks, yay şeklinde tasarlanmış. 61 bin metrekareye yayılan üç farklı konut ve 10 bin metrekare alanda yer alan mağaza ve ofislerden oluşuyor.

Aile yaşamı ve sosyal yaşamı bir araya getiren yapı, kentsel bir mahallenin çeşitli bileşenlerini barındırıyor. Karışık kullanımlı, çok amaçlı proje, erişilebilir rampalar aracılığıyla sokakların sosyal hayatla bağlantısını ve etkileşimini yeniden ve ustalıkla keşfediyor. Ev 8, 2011 Dünya Mimarlık Festivali Konut kategorisinde birincilik ödülü sahibi.

Danimarka Denizcilik Yeraltı Müzesi
Danimarka Denizcilik Müzesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kayıtlı bir müze. Müzede yer alan ve Ingels tarafından tasarlanan yeraltı müzesi ise yer altına yerleştirilmiş, görünmez bir mekan. Gün ışığını dramatik olarak kullanan müzenin iç kısmı bir gemi güvertesini taklit etmek için hafifçe aşağı eğimli olarak tasarlanmış.

Toplam 82 bin metrekare alana sahip müzede, geçmişin ve günümüzün önde gelen denizcilik ülkelerinden biri olan Danimarka’nın öyküsünü anlatan çok sayıda zengin koleksiyon yer alıyor.

Superkilen Park
Kentsel bir açık alan olan park üç ana bölgeye ayrılmış: Kızıl Meydan, Kara Pazar ve Yeşil Park. Kızıl Meydan, kafe, müzik ve spor ile modern kent yaşamını belirlerken, Kara Pazar dükkan ve tezgahlarla çevrili klasik bir pazar yeri havası sunuyor. Yeşil Park ise, piknik, yürüyüş ve diğer spor alanları için tasarlanmış.

Altmış ayrı ülkeden getirilen nesnelerin sergilendiği alan küresel bir festivali andırıyor. Her nesne, ne olduğunu ve nereden geldiğini anlatan küçük bir paslanmaz plaka ile betimlenmiş. Cepheler, yüzeyin rengini kavramsal olarak yukarı doğru izleyerek alana üç boyutlu bir görünüm kazandırıyor.

Bjarke Ingels yazısı Kilsan Blog sitesine aittir.