Ünlü Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlanmış olan Niterói Çağdaş Sanat Müzesi, göz alıcı ikonik formu ve çağdaş çizgileri ile deneyimli mimarının cesur bir tasarımı olarak görülüyor.

MAC olarak da tanınan Niterói Çağdaş Sanat Müzesi, Brezilya’da Rio de Janeiro’ya bağlı Niterói kentindeki büyük bir kayanın üzerinde yer alıyor. Guanabara Körfezi’nde bulunan kaya, alt kısmı kumsal olan bir uçurum oluşturuyor ve olağanüstü bir manzaraya eşlik ediyor.

Neye benziyor?

Modernist bir tarza sahip olan müze, daire şeklindeki yapısı nedeniyle pek çok forma benzetiliyor. Dünyadaki geleneksel yapılardan farklı görünümü, binanın en çok bir UFO’ya benzetilmesine neden oluyor. Uzaydan gelip kayalıklara inmiş UFO tanımlaması, halk arasında da en yaygın olan benzetme.

Bina, kayalıkların üzerindeki konumu ve denize hakimiyeti sebebiyle bir deniz fenerine benzetildiği gibi, uydu anteni, yuvarlak masa, kadeh veya beyaz bir tabak benzetmelerine de taraftar buluyor.

Binayı tasarlayan Oscar Niemeyer ise alanın dar olmasından dolayı tasarımsal çözümün doğal olarak geliştiğini, dolayısıyla bir su havzasından yükselen şık, kıvrımlı ve ortamdaki hafiflik duygusunu yansıtan bir tasarım yaptığını söylüyor. Niemeyer, tasarımına şiirsel bir dille yaklaşıyor ve müzeyi kayanın içinden çıkmış sürekli büyüyen bir çiçeğe benzetiyor.

Havada asılı tasarım

Sade ama yaratıcı çizgiler barındıran müze, 1996 yılında tamamlandı. Havada duran elli metre çapındaki bina gövdesi, yaklaşık 9 metre çapında silindir bir ayak üzerinde yükseliyor. Destek ayak, binanın etrafındaki 817 metrekare genişliğinde ve 60 santimetre derinliğindeki havuzun zeminine sabitlenmiş durumda. Müzenin içinde yer alan kirişler ve kolonlar yuvarlak bir düzen oluşturarak, yukarıya doğru genişleyen yapının yaklaşık 10 metre çıkıntı yapmasını sağlıyor.

Havuzun yansıtıcı özelliği binaya hafif bir görünüm kazandırsa da, inşasında on katlı bir binaya yetecek kadar yani yaklaşık 3,2 milyon metre küp beton kullanılmış. Bina 400 kg/m² eşit ağırlığa ve 200 km/saat rüzgara dayanacak güce sahip.

Yaklaşık 2.500 metrekarelik açık bir alana sahip olan müze, dört katlı ve toplam on altı metre yüksekliğinde. Müzeye ulaşım, spiral bir rampa ile gerçekleşiyor. Kırmızı betondan yapılmış olan rampa 98 metre uzunluğunda ve müzenin ilk iki katına ulaşımı sağlıyor.

Eğimli pencereler

Müzenin sahip olduğu panoramik manzara, iç tasarımın şekillenmesinde oldukça etkili olmuş. 462 metrekare büyüklüğündeki altıgen şekilli ana sergi salonu sütunlardan tamamen arındırılmış ve yatay düzlemde kırk derece açıyla eğim alan pencerelerle dairesel bir gezinti yolu ile çevrilmiş.

Çelik profiller ile çerçevelenmiş olan pencerelerde her şeridin yüksekliği 4,8 metre, genişliği ise 1,85 metre. Her bir pencerenin ağırlığı yirmi kişinin ağırlığına eşit.

Guanabara Körfezi, Rio de Janeiro ve Sugarloaf Dağı manzarasına hakim olan pencereler, özel olarak imal edilmiş, 18 milimetre kalınlığında ve bronz renkte.

Müzedeki en üst kat küçük odalar ile bölünerek sergiler için tasarlanmış durumda. Bodrum katında ise sosyal alanlar yer alıyor.

Müzenin dış aydınlatması ise tabanındaki su yüzeyinin altından yapılıyor. Işıklandırma, alan tonlaması yaratarak yapıya hafiflik kazandırıyor.

Niterói Çağdaş Sanat Müzesi yazısı Kilsan Blog sitesine aittir.