Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Nemrut Dağı

Geç keşfedilmiş bir tarihin adeta gerçek ötesi dekorunun içinde, görkemli bir sessizlikle yüzyıllardır duruyorlar. Ayrı düşmüş devasa başları ve vücutları, her gün güneşin “bir farklı” doğuşunu ve batışını seyrediyor. Onlar Nemrut Dağı’nın doruklarında yaşayan tanrılar ve krallar…

Nemrut Dağı Güneydoğu Anadolu’da, Adıyaman’ın Kahta İlçesi’nde yer almaktadır. Dağın kültürel değerini Kommagene Kralı I. Antiochos’un mezarının yer aldığı tümülüs, dev heykeller ve kabartmalar oluşturmaktadır. Helenistik dönemin en önemli kalıntılarından sayılan heykeller, 1987 yılında UNESCO tarafından kültürel miras olarak koruma altına alınmıştır.

Kommagene Krallığı

Anadol’nun güneydoğusunda Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve Fırat Nehri’nin çevrelediği verimli topraklarda kurulan Kommagene Krallığı, tarih sayfalarına MÖ 850 yıllarında Asur kayıtları ile girmiştir. O yıllarda Kommagene Krallığı Asurların egemenliği altındadır. Devam eden yıllarda Perslerin ve Büyük İskender’in istilasını yaşamış olan Kommagene, MÖ 130 yıllarında bağımsız bir hale gelmiştir.

Fotoğraf: Bjørn Christian Tørrissen

Başkenti Samosata olan Kommagene Krallığı, çok kültürlü bir yapı idi. Pek çok farklı halkların bileşiminden oluşuyordu. İsmi de Yunanca “Genler Topluluğu” anlamına gelen Kommagene Krallığı’nda, Yunan ve Pers uygarlıklarının inanç, kültür ve gelenekleri bir arada yaşanıyordu. Bu durum tek bir halk olarak birleşmelerini engelliyordu. En önemli krallarından olan I. Mithridates, halkı bir arada tutmak için pek çok yol denese de çok başarılı olamadı. Son çare olarak hayali tanrılarla bir sözleşme yaptı. Halk, tanrılarla yapılan bu sözleşmeden oldukça etkilendi ve halklar arasındaki bağlar eskiye oranla daha da güçlendi.

Fotoğraf: globalblog.site

Tanrılarla yapılan sözleşmenin ardından, Kommagene Krallığı’nın en önemli noktalarına küçük tapınaklar inşa edilir. “Temenos” adı verilen bu tapınakların en önemlilerinden biri de Nemrut Dağı’na kurulur. Anlaşma yaptıkları tanrılara hem Persçe hem de Yunanca isimler verilir. Her tapınağa Mithridates’in her tanrıyla ayrı ayrı el sıkıştığı “stel” adı verilen tabletler yerleştirilir. Bu sayede ülkenin koruma altında olacağına duyulan inanç gittikçe güçlenir.

Kommagene Krallığı, uzun yıllar Anadolu’yu istila eden Romalılara karşı koyar. Ancak MS 72 yılında, 4. Antiokhos’un krallığı döneminde Roma ordusuna yenilir. Kommagene ordusunun askerleri Roma ordusuna dahil edilir ve Kommagene Krallığı’nı hatırlatacak olan tüm yapılar ve heykeller yıkılır. Krallığa ait kalan son kalıntılar ise Nemrut Dağı’nın tepesinde yalnızlığa terk edilir.

Anthiochos’un başı
Fotoğraf: Zhengan

I. Antiochos

Kral Mithradates’in oğlu olan I. Antiochos, Kommagene Krallığı’nın en tanınmış kralıdır. MÖ 70 ile MÖ 38 arasında 32 yıl krallık yapan Antiochos, babası Mithradates’in başlatmış olduğu tanrılarla yapılan sözleşmenin merkezi olarak Nemrut Dağı’nda bir tapınak inşa ettirdi. Tapınak yeri olarak dağın doruklarını seçmesinin nedeni tüm ülkeye hakim bir nokta olmasıydı. Tapınağı babası Mithradates ile birlikte tasarladı. Tanrılarla sözleşmenin öneminin Kommagene halkı tarafından iyice anlaşılması için tapınağın çok görkemli olmasını istiyordu. Yaptıkları sözleşmenin yeni bir din olacağını düşünüyor ve bu dinin Nemrut’tan çıkarak tüm dünyaya yayılacağına inanıyordu. Bu inançla, kral olur olmaz kendini “Theos” yani tanrı olarak ilan etti ve Antiochos I Theos olarak tarihe geçti.

Kral Antiochos’un tanrı Herakles ile el sıkışmasını tasvir eden taş kabartma Fotoğraf: Ziegler175

Duyduğu aşırı sevgi nedeniyle annesini de tanrıça ilan ederek “Thea” ismini verdi ve heykelini Zeus’un sağına yerleştirtti.

Anthiochos, yapımına başladığı tapınağı ve mezarı bitiremeden yaşamını kaybetti. Antiochos’un ölümü, yaratmayı düşündüğü dinin de yok olmasına neden oldu ama Nemrut Dağı’nın doğu ve batı yamaçlarına yaptırdığı heykeller yüzyıllar boyu ayakta kalmayı başardı.

Keşif

Nemrut Dağı’nın tepesinde yalnızlığa terk edilen heykeller ve diğer Kommagene Krallığı kalıntılarından Osmanlı’nın son dönemine kadar dağa çıkan çobanlar dışında kimsenin haberi olmadı.

Osmanlıların Almanlarla ortaklaşa yaptığı Anadolu-Bağdat demir yolu hattının keşif çalışmaları sırasında, köylülerin ısrarıyla Nemrut Dağı’na tırmanan Alman Mühendis Karl Sester, heykellerini görünce Berlin’deki Prusya Kraliyet Bilimler Akademisi’ne bir mektup yazdı. Mektubun ardından, bilim adamı Otto Punchtein başkanlığındaki bir ekip Nemrut Dağı’na geldi. Uzun incelemeler sonucu, buldukları kitabeyi çözerek eserlerin Kommagene Uygarlığı’na ait olduğunu ve Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından yaptırıldığını ortaya çıkardılar. Antiochos’un ağzından yazılmış olan kitabe, Nemrut Dağı’nın sırrını ve Antiochos’un yasalarını içermektedir. Antiochos’un bölgede olduğu bilinen mezarı ise bulunamamıştır.

Fotoğraf: Klearchos Kapoutsis

Daha sonra, 1950 yılında Profesör Karl Dörner başkanlığındaki Türk-Alman ekibi tarafından ilk restorasyon çalışmaları yapılmış, 1989 yılından itibaren ise kazı ve restorasyonlara Prof. Dr. Sencer Şahin tarafından devam edilmiştir.

Kazılar, Nemrut Dağı’nın dışında Arsameia, Samsat ve Fırat Havzası’nda da yapılmıştır. Kazılarda ortaya çıkartılan taşınabilir eserler müzelerde, taşınamaz olanlar ise Milli Park Alanı içinde korumaya alınmıştır.

Yamaçlardaki teraslar

Nemrut Dağı’nda bulunan ve Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından tasarlanan tapınak, dağın doğu ve batı yamaçlarında düzenlenen teraslardan meydana gelmiştir. Teraslarda yer alan heykeller Perslerin ve Yunanlıların tanrılarını temsil etmektedir. Heykeller aynı sıra ile sıralanmıştır ve tanrıların her biri her iki halkın dili ile isimlendirilmiştir. Doğudaki tanrıların yüzleri doğuya, batıdakilerin ise batıya çevrilir. Teraslarda tanrı heykellerinin dışında, aslan ve kartal heykelleri ile Antiochos’un atalarını gösteren taş kabartma plakalar da bulunmaktadır.

Doğu terasında bulunan heykeller daha iyi korunmuş durumdadır. Bu nedenle en önemli heykel ve mimari kalıntılar bu terasta yer almaktadır.

Doğu terası
Fotoğraf: Klearchos Kapoutsis
Batı terası
Fotoğraf: Klearchos Kapoutsis

Batı terasında bulunan aslanlı horoskop, MÖ 7 Temmuz 62’de yıldızların ve gezegenlerin düzenini gösteren büyük bir aslan levhasına sahiptir ve tapınak inşaatının başladığı tarihi gösterdiği sanılmaktadır.

Batı terasında Kral I. Antiochos’un başı da bulunmaktadır. Heykel, takı ve tüm diğer süslemelerden arınmış, son derece sade bir görünüme sahiptir.

Dev heykeller

Devasa boyuttaki heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmıştır ve 8 ila 9 metre yüksekliğindedir. Heykeller Helen, Pers ve Kommagene Krallığı’na özgü sanatlar harmanlanarak yontulmuştur. Arkalarında Antiochos’un iki yüz satırdan oluşan vasiyeti bulunmaktadır.

Heykellerin başları bedenlerinden kopmuş şekilde tüm alana dağılmış durumdadır. Başların genelinin burunlarından zarar görmüş olması kasıtlı olarak zarar verildiğini göstermektedir.

Heykeller ve diğer kalıntılar 49 metre uzunluğunda ve 152 m çapında olan bir tümülüs üzerinde bulunmaktadır.

Milli Park

Nemrut Dağı’nda yer alan Kommagene Krallığı’na ait kalıntıların dışında Eskikale, Yenikale, Karakuş Tepe ve Cendere Köprüsü de 13.827 hektarlık bir milli park içinde korunmaktadır.

Nemrut Dağı yazısı Kilsan Blog sitesine aittir.



This post first appeared on Mimari, Sanat, Tasarım, Çevre, Yaşam | Kilsan, please read the originial post: here

Share the post

Nemrut Dağı

×

Subscribe to Mimari, Sanat, Tasarım, Çevre, Yaşam | Kilsan

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×