Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Kış Günlükleri

Kış Günlükleri

Yaşadığı çağın sorunlarını, dramını yazanlar vardı…

Ve insanların hikâyelerini…

Abdülhak Hamit Tarhan, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal, Peyami Safa, Ömer Seyfettin, Oğuz Atay, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Orhan Veli, Necip Fazıl, Nâzım Hikmet, Cemil Meriç, Tarık Buğra, Tolstoy, Dostoyevski, Soljenitsin, Puşkin, Stendhal, Flaubert, Kafka, Balzac, Victor Hugo, Emile Zola, Shakespeare, Necip Mahfuz, Cengiz Dağcı ve Cengiz Aytmatov gibi…

*

Ve her geçen gün ülkelerinin, insanlarının dramını romanlaştıran ya da hikâyeleştirenlerin sayısı azalıyor…

Günlük siyasi polemiklerin ve de olayların bilgileri üzerinden bir şeyler yazılıyor, karalanıyor, konuşuluyor…

Çünkü, büyük kalabalıklar okumuyor…

Sadece seyrediyor…

*

Dünyanın her ülkesinde edebiyatın yerini sosyal medya adresleri almış durumda…

Duvarlara yazılan sayısız yalanlar ve operasyonel toplu paylaşımlar yüzünden, hangi ülkenin ve halkının ne çektiğini doğru dürüst bilen yok… Gerçekler ya terörize ediliyor ya da trollerin gürültüsü veya öfkesi arasında kayboluyor…

*

The New York Times, okuyucularının seçtiği son 125 yılın kitaplarını açıklamış…

Listeye bakıyoruz ilk beşte şu kitaplar yer alıyor:

Bülbülü Öldürmek, Harper Lee.

Yüzüklerin Kardeşliği, J.R.R. Tolkien.

1984, George Orwell.

Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel Garcia Marquez.

Sevile, Toni Morrison.

*

Yaşadığı çağın sorunlarını hikâyeleştiren yazar ve şairlerin yokluğu yüzünden, gelecek nesillere kimse okuyacağı bir eser bırakamıyor…

Seyahat, yemek, moda üçgeni arasında mekik dokuyan büyük kalabalıklar, sabahtan akşama kadar kendi yazdıklarını, gezdiklerini, yediklerini ve giydiklerini paylaşıyor…

*

Oysa asrın yalnızlığını yaşıyoruz…

Son kırk yılda yaşananların birçoğunun hikâyesini kimse bilmiyor…

Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Filistin, Çeçenistan, Libya, Yemen, Sudan ve Azerbaycan’daki savaşın gerçeklerini kimse yazmıyor… Milyonlarca insan öldürüldü ve hiçbirinin hikâyesini bilmiyoruz…

Ve milyonlarca insan kendini ve ailesini alıp ülkelerinden kaçıp yollara düştü…

Denizlerde, nehirlerde, yollarda ölüp giden mültecilerin de hikâyelerini bilmiyoruz…

*

Daha geçtiğimiz hafta Türkiye sınırına yakın İran’ın Belasur köyünde asrın dramı yaşandı…

Afganistan’dan çocuklarıyla birlikte kaçan annenin dramı sadece iki satır haber oldu…

Anne, çocukları üşümesin diye ayağındaki çorapları çocuklarının ellerine geçirmiş ve kendisi ise donarak ölmüştü…

Umut yolculuğu, unutulmayacak bir dramla son buluyordu…

*

Kış günlüklerine hiç unutamayacağımız bir hikâye gibi yazıldı…

Ve modern çağın ortasında, birileri hâlâ uzaya turist götürmekten, nükleer savaşlardan, füzelerden ve kripto paralardan söz ediyor… Hayali şeylere trilyonlarca dolar yatırılıyor…

Diğer yandan ise modern çağın ortasında ayağı donarak, sularda boğularak ölen annelerin ve çocukların dramı yaşanıyor…

Kaç “Yüzyıllık Yalnızlık” romanı yazılır, bilen var mı? Siyaset, spor, magazin ve kuru gürültüden ibaret tartışmalarla bu kış da gelip geçecek gibi…

The New York Times son 125 yılın en iyi kitapları yerine, yazılamayan 125 kitabında hangi konuların olması gerektiğine dair araştırmayı yapmalı…

(Yazılarını okumaktan büyük mutluluk duyduğum. Hürriyet gazetesi köşe yazarı Mehmet Soysal’ın yazısı ) Yazarımıza çok teşekkür ediyoruz.



This post first appeared on Kadın Gazetesi Gülüşün Dünyası, please read the originial post: here

Share the post

Kış Günlükleri

×

Subscribe to Kadın Gazetesi Gülüşün Dünyası

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×