Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

İngilizce gramer için kısa bir tekrar

Pek çok kimse, okumaya başladığı bir kitabı yarım bırakmaktan hoşlanmaz ve çoğu zaman romanın kurgusunu beğense de beğenmese de kitabı bitirir. Bu insana, başladığı bir işi ya da eylemi bitirme hazzı verdiği gibi, yarım bırakmama disiplinini de kazandırır. Aynı durum iş ya da meslek hayatımız, özel yaşantımız ve tabii eğitimimizde de önemli bir role sahiptir. Aslında ‘başlamak’, bitirmenin yarısıdır. Diyelim ki, İngilizce kursu ya da İngilizce özel kurs için çok ciddi bir karar verdiniz. (Bu harika!) Bu yıl, İngilizce eğitiminizi kesinlikle tamamlayacak ve mesleğinizin önündeki bu engeli kaldıracaksınız. (Kesinlikle doğru yoldasınız.) Ama aynı kararı geçen yıl da vermiş olabilirsiniz. Bu, bazı engeller dolayısıyla hedefine ulaşmayan bir karar olabilir. Üzülmeyin! Yeni başlangıçlar her zaman mümkündür. Biz de bu makalede, yarım kalan bazı gramer konularına küçük hatırlatmalar yapacağız. Bu, İngilizce eğitim kararınızı yeniden gözden geçirmeniz için oldukça iyi bir fırsat!

 

1.Gerunds ve Infinitives

Sizce “dancing” ile “to dance” kelimeleri arasındaki fark nedir?

İlk kelimeyi ve ikinci kelimeyi ne zaman ve nerede kullanmalıyız?

Bu tür sözcüklerin kullanımları sırasında kafanız karışırsa asla endişelenmeyin. İngilizce öğrencilerinin birçoğu Gerunds ve Infinitives konularını ve kullanımlarını birbirine karıştırır. Bu karışıklığı önlemek ve gramer bilgisini bir parça pekiştirmek için şöyle bir açıklama yapabiliriz:

“Dancing” bir Gerund örneğidir. Fiil (verb) olan “dance”, kelimenin sonuna “-ing” takısı alarak bir isme (noun) dönüşür.

 

Lots of people dance during the parade. (verb)

There was a lot of dancing during the parade. (noun)

“To dance” bir mastardır. Bunun anlamı, kelimenin önünde “to”ya sahip olmasıdır. Bu durum, konu ya da tense nedeniyle değişmez ve tipik olarak (her zaman değil) “to”yu, bir fiil takip eder.

He dances during every song.

He likes to dance when the music is loud.

“He”, bu cümlede özne (subject) olmaya devam eder; “to dance” değişmez ve  “likes” fiilini (verb) takip eder. (likes to dance)

(Bu konuda takıldığınız tüm noktaları İngilizce kursu öğretmeninizle paylaşmanızda fayda var.)

  1. Definite ve Indefinite Articles

Adından da anlaşılacağı üzere Indefinite Articles, belirsiz olan bir şey, kişi ya da genel bir olaydan söz edilirken kullanılan article’lardır.

Give me a ball. 

Bu cümlede, “a” belirli olmayan bir article’dır. Çünkü konuşmacı belirli bir topa ihtiyaç duymaz. Herhangi bir top, onun için yeterlidir.

Bununla birlikte belirli bir şey, kişi, yer ya da olaydan söz edilirken Definite Article kullanılır.

Give me the toy.

Buradaki konuşmacı, belirli bir oyuncağı istemektedir.

Bu kural da, çoğu zaman ana dili İngilizce olanlar için dahi kafa karıştırıcıdır. İngilizcede genel olarak “the” için definite article, “a” ya da “an” için ise, indefinite articles olarak aklınızda tutmanız, ön bilgi için yeterlidir.

(Bu konuda takıldığınız tüm noktaları İngilizce kursu öğretmeninizle paylaşmanızda fayda var.)

3.Countable and Uncountable Nouns

Bu konuda da bugüne kadar pek çok ders dinlemiş ya da okumuş olabilirsiniz. Diyebiliriz ki, sayılabilen isimler (countable nouns ), İngilizcede oldukça fazladır. Bunları; yerler, insanlar, şeyler ya da olay gibi sıralayabiliriz. Genellikle, tekil ve çoğul kullanımlar için farklı biçimleri vardır.

Sıklıkla kullanılan örnekler: tables, chairs, apple, computers ve benzerleri.

Can you move those three tables to another room?

 There are only two apples left.

 

Sayılamayan isimler (Uncountable Nouns), belirli bir miktar olarak tanımlayamayacağımız isimlerdir. Genellikle “bilgi” ve “hakikat” gibi soyut kavramlardır.

A wise man seeks knowledge and truth above everything else. 

 

Bu cümledeki knowledge  ya da truth  gibi.

 

4.Phrasal Verbs

Phrasal Verbs’ler belki de İngilizce gramerin en zor bölümlerinden biridir. Bu kelimeciklerin anlamları ana dili İngilizce olmayanlar için pek de açık değildir. (Bu nedenle kesinlikle ezberlenmek zorundasınız!)

Bir phrasal verb; bir fiil (a verb) ve bir zarf (an adverb) ya da preposition veya her ikisinden oluşur.

Örneğin:

throw out

take in

make out

Hatırlanması gereken önemli bir kural, phrasal fiil oluşturan kelimelerin çoğunlukla bir cümlede birlikte olmasıdır.

Can you please throw out the trash? 

Bu cümelede throw out  gibi.



This post first appeared on Ingilizce Kursu, Ingilizce özel Ders,arapça Kur, please read the originial post: here

Share the post

İngilizce gramer için kısa bir tekrar

×

Subscribe to Ingilizce Kursu, Ingilizce özel Ders,arapça Kur

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×