Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

İngilizce yol tarifleri yapmak için bazı ipuçları

Aylardır New York’a kısa bir seyahat yapmayı planlıyorsunuz. Ama planlamadığınız bir şey var: Bilmediğiniz adresler! Şöyle ki; Times Meydanı’nın ortasındasınız ve hangi yol kuzeye doğru gidiyor, hiçbir fikriniz yok ya da “The Phantom of the Opera” için bir biletiniz var ama tiyatro binasının nerede olduğunuz bilmiyorsunuz? İşte tam o anda, Google Map’te bir şeylerin eksik olduğunu fark ediyorsunuz. Ama ne?  Yeni bir dükkân ya da yol arızası dolayısıyla adres değişikliği mi? Açıkçası bunlar pek de geçerli nedenler değil. Sosyal medya etkileşimi ya da bilgisi yüzde yüz gerekli ancak bir adım daha ilersine ihtiyacınız var: Yol tarifi sormak! Eğer Times Meydanı’ndaysanız ve biraz da utangaçsanız, tiyatronun nerede olduğunu sormak size zor gelebilir ya da akıcı İngilizce konuşamadığınız için kendinize güvenmeyebilirsiniz. Fakat meydandaki insanlardan birisiyle konuşmanın aslında eğlenceli bir şey olabileceğini düşündünüz mü? Neden olmasın? Ayrıca konuştuğunuz kişi, yabancısı olduğunuz bu meydanda dolaşırken, oturup soluk alabileceğiniz bir kafeterya hakkında dahi size bilgi verebilir. Bu da, aslında İngilizce pratiği yapmak için bulunmaz bir imkândır. Öyleyse telefonunuzu cebinize koyun ve en yakınınızdan geçen birini, kibarca durdurarak sorularınızı sormaya başlayın. Unutmayın, bir gün kaybolmuş bir gezgine yardım etme sırası size de gelecek! İşte bu sıra size geldiğinde -bu makaledeki bilgileri hatırlayın ve- kendinize güvenerek cevap verin!

Let’s jump in! J

İngilizce yol tarifi: Seyahatteyken yolunuzu nasıl bulursunuz?

Yol tarifi istemek

Yabancı bir ülkede ya da daha önce hiç gitmediğiniz bir yerde yol tarifi sormak biraz korkutucu olabilir. Özellikle de İngilizcenize pek fazla güvenmiyorsanız. Ama endişelenmeyin ve elbette -az önce de belirttiğimiz gibi- soru sormaktan korkmayın! Tek yapmanız gereken, nazik ifadeler kullanmak. Bir konuşmayı başlatmak ve ihtiyacınız olan yardımı alabilmek için en mükemmel yol, nazik ifadelerle konuşmaya başlamaktır.

Kibar ve kullanışlı ifadeler 

“Excuse me”

Hepimizin bildiği gibi, “Excuse me”, bu tür durumlarda en sık kullanılan ifadelerden biridir. Birilerine bir şey sormadan önce genellikle konuşmaya “Excuse me” ifadesiyle başlarız. Bir caddede ya da bir dükkânda bu ifadeyi pek çok kez duyabilirsiniz. Siz de, hangi yöne gideceğinize karar veremediğinizde, birisine yaklaşıp, kibar bir şekilde sorunuza başlayabilirsiniz. Şöyle ki;

Excuse me? Where is the nearest souvenir shop?” 

(Özür dilerim, en yakın hediyelik eşya dükkânı nerededir?) gibi.

Bununla birlikte, birkaç ifademiz daha var. Bunlardan bir tanesi “Sorry to bother you…” şeklinde başlıyor. Yani, diyoruz ki,  “Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim…” Şöyle ki;

“Sorry to bother you, but would you mind showing me the way to post office?”

(Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim ama bana postanenin yerini göstermeniz mümkün mü?) gibi.

May I ask? – Sorabilir miyim?

Bu ifadeyi de bir soruyu nazik bir şekilde başlatmak için kullanabilirsiniz. “Nerede” bölümüyle devam ederseniz sözcük sırasını tersine çevirmek zorunda kalacağınızı unutmayın. Şöyle ki;

“May I ask where the Marriott hotel is?”

 (Size Marriott Hotel’in nerede olduğunu sorabilir miyim?) gibi.

Could you please…? – Yapar mısın lütfen…?

You follow this expression with a verb such as etc.

Bu ifadeyi, “show,” “point,” “help” vb. gibi bir fiille devam edebilirsiniz. Şöyle ki;

“Could you please point me in the direction of the main square?”

 

(Lütfen beni ana meydana doğru yönlendirir misiniz?) gibi.

I am (I’m) lost. – Kayboldum.

“Excuse me? I’m lost. Could you please help me find 5th Avenue?” 

 (Affedersin? Kayboldum. 5. Cadde’yi bulmama yardım eder misiniz?) gibi.

I can’t seem to read this map. – Bu haritayı okuyamıyorum.

“Sorry to bother you. I can’t seem to read this map.”

(Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim. Bu haritayı okuyamıyorum.) gibi.

This is my first time in the city. – Bu, şehirde ilk kez yaşıyorum.

“May I ask you a question? This is my first time in the city.” 

(Size bir soru sorabilir miyim? Bu, şehirde ilk kez yaşıyorum) gibi.

Question Phrases – Soru İfadeleri

Şimdi de gittiğiniz yer hakkında soru sormaya ihtiyacınız var. “Excuse me” ya da “Sorry to bother you” gibi sorularından biri ile başlayıp, cümlenize devam edebilirsiniz.

How do I get to…? – Nasıl yapabilirim…?

“Excuse me? How do I get to Times Square?” 

 Affedersiniz, Times Meydanına nasıl gidebilirim?) gibi.

Which way to…? – Hangi yoldan …?

“Sorry to bother you, but which way to Main Street?”

 (Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim, ancak ana caddeye hangi yoldan gidebilirim?) gibi.

Can you help me find…? – Bulmama yardım eder misiniz?

“Excuse me? Can you help me find Hotel Pennsylvania? This is my first time in the city.” 

 (Affedersiniz, Hotel Pennsylvania’yı bulmama yardım eder misiniz? Bu şehre ilk kez geliyorum.) gibi.

Artık herhangi bir caddede, yolları bulmak için nasıl sorular soracağınızı biliyorsunuz. Bununla birlikte bir sohbete ya da bir soruya nasıl başlanılacağına veya belirli kelimeleri nasıl telaffuz edeceğinizle ilgili endişeleriniz varsa, bu konuyla ilgili YouTube’da onlarca video var ve hatta bazıları bir harita ile takip edip, izlemeniz dahi mümkün…

 Doğru yön tarifleri yapmak!

Eğer büyük bir turist bölgesindeyseniz, New York gibi, şans eseri birilerinin gelip, size yardım etmesini beklemek biraz işleri zorlaştırabilir. Ayrıca, doğru yön tarifi yapmak çok önemlidir çünkü ne siz ne de biz, diğer insanların kaybolmasını istemeyiz, değil mi?

Bu nedenle yol ya da yön tarifleri için doğru tanımlamaları kullanmanız gerekir.  Ve tabii kesinlikle “sağ” ve “sol” yönleri karıştırmamalısınız.  Daha basit tarifler vermek ve bu tariflerin içine mekânların isimlerini eklemek, işinizi kolaylaştıracaktır. (Böylece basit bit fiile cümleye başlayabilirsiniz. Aynı zamanda çevrenizdeki mekânların isimlerini öğrenmeniz de fayda var.)

Şimdi aşağıdaki örneklere birlikte bakalım:

Verbs

Walk along/walk straight down – Yürüyün / düz yürüyün

Walk along 6th Avenue until you find the Rockefeller Center Station.

Rockefeller Center İstasyonunu bulana kadar 6. Cadde boyunca yürüyün.

Turn left/right – Sola / sağa dön

Turn left at the intersection and the building is on the right.

Kavşakta sola dönün ve bina sağda.

Go around/over/under – Etrafında gezin / üzerinde / altına

Go over the bridge and turn left at the next stoplight.

Köprüye gidin ve bir sonraki sinyal lambasında sola dönün.

Make a left/right turn – Sola / sağa dönüş yapın

Make a left turn when you see the Hard Rock Cafe.

Hard Rock Cafe’yi gördüğünüzde sola dönün.

Head to –

Head to Hudson Theatre and you’ll see the restaurant on the right.

Hudson Tiyatrosu’na gidin ve sağdaki restoranı göreceksiniz.

Take the first/second left/right turn – Birinci / ikinci sola / sağa dönün –

Take the second right turn and the museum will be on the left.

İkinci sağa dönün ve müze solda olacak.

Continue down/Follow – Devam et / Takip et

Continue down West 45th Street until you get to the bus stop. 

Otobüs durağına gelene kadar West 45th Street’e devam edin.

Follow this street for 10 minutes before turning left at West 41st Street. 

West41st Street’te sola dönmeden önce bu caddeyi 10 dakika takip edin.

Spatial Prepositions – Mekansal Edatlar

Mekansal prepozisyonlar, bir şeyin başka bir şeye bağlı olarak nerede olduğunu söyler.

Beside – Yanında

Meaning: on the side of something else

The Imperial Theatre is beside the New York Marriott Marquis hotel.

İmparatorluk Tiyatrosu, New York Marriott Marquis otelinin yanındadır.

Next to – Bitişik, yanında

Meaning: to the side of, similar to “beside” but can be used if there’s nothing in between

The New York Marriott Marquis hotel is next to the Richard Rodgers Theatre.

New York Marriott Marquis otel, Richard Rodgers Tiyatrosu’nun yanında yer almaktadır.

Near – Yakın

Meaning: close, not far

The Rockefeller Center Station is near West 46th Street.

Rockefeller Center İstasyonu, West 46th Street’in yakınındadır.

 

To the left/right of – Sol / sağ tarafa

The post office is to the right of the corner store. 

Postane köşedeki dükkanın sağındadır.

Between – Arasında

(Meaning: to have someone or something on each side)

The Broadhurst Theatre is between the PlayStation Theater and the Majestic Theatre.

Broadhurst Theatre, PlayStation Theatre ile görkemli tiyatro arasında yer almaktadır.

Behind – Arkasında

(Meaning: being at someone or something’s back)

The restaurant is just behind the metro station. 

Restoran, metro istasyonunun hemen arkasındadır.

In front of – Önünde

(Meaning: if something is in front of you, it’s in a position where you can see it if you look forwards)

When you turn a corner, you’ll find yourself in front of the church. 

Bir köşeyi döndüğünüzde kendinizi kilisenin önünde bulacaksınız.

 

Across from – Karşısında

(Meaning: on the other side of a road, river, etc.)

The New York Marriott Marquis hotel is across from the Disney Store.

New York Marriott Marquis otel, Disney Mağazasının karşısındadır.

 

Around the corner – Köşede

(Meaning: you’ll find something when you turn a corner (a place where two streets meet)

If you’re in front of the Disney Store on 7th Avenue, then the Saint Mary The Virgin Church is around the corner.

7Cadde’ndeki Disney Mağazasının önündeyseni, Aziz Mary Aziz Kilise hemen köşededir.

 

On the…street/avenue – Sokakta / sokakta

(Meaning: to be situated (located)

The Disney Store and the New York Marriott Marquis are both on 7th Avenue. 

Disney Mağazası ve New York Marriott Marquis, 7 caddede bulunmaktadır.

 

At the crossroads/intersection – Kavşakta / kavşak noktasında

(Meaning: a place where two roads meet (especially when one is a major street)

You’ll see a big mall at the intersection of 6th Avenue and West 51st Street. 

6 Avenue ve West 51st Street’in kesiştiği yerde büyük bir alışveriş merkezi görürsünüz.

 

Nouns – İsimler

Yol tarifi verirken yer işaretlerini kullanmak, adres arayan kişinin işini kolaylaştırır

Bridges – Köprüler

Cross the bridge and the hotel is on the first street on the left. 

Köprüden geçin ve otel soldaki ilk sokaktadır.

Parks

Walk past the park, and keep going straight until you see the sign for the museum.

Parkın ötesine yürüyün ve müzenin işaretini görene kadar devam edin.

Churches – Kiliseler

McDonald’s is past the church on West 51st Street. 

McDonald’s, West 51st Street’teki kiliseyi geçti.

 

Squares – Meydanlar

Times Square begins at the intersection of Broadway and 7th Avenue. 

Times Meydanı, Broadway ve 7th Avenue’nin kesiştiği noktadan başlar.

Yaşadığınız şehirde ya da semtte alışveriş merkezleri, resmi binalar, büyük caddeler, parklar, meydanlar ya da dükkânlar ya da kafeteryalar gibi yerleri bilmek adres tariflerinde oldukça yararlıdır.

Kırsal kesimde veya yürüyüş parkurunda yol tarifi veriyorsanız muhtemelen büyük ağaçlar, hızlı akan bir nehir ya da tepelerin isimleri gerekecektir.

Tüm bunları öğrendiğinize göre artık yön tarif etmeye başlayabilirsiniz!

(Bu makaledeki genel ifade, soru ve yön tariflerini bilmek, dünyanın herhangi bir yerinde her zaman işinize yarayacak ve kendinizi güvende hissetmenizi sağlayacaktır.)

Happy travels!



This post first appeared on Ingilizce Kursu, Ingilizce özel Ders,arapça Kur, please read the originial post: here

Share the post

İngilizce yol tarifleri yapmak için bazı ipuçları

×

Subscribe to Ingilizce Kursu, Ingilizce özel Ders,arapça Kur

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×