Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Anıtkabir, Atatürk’ün görkemli anıt mezarı

Anıtkabir, Atatürk’ün ölümü sonrası kendisine duyulan sevgi ve saygıyı ifade etmek ve temsil ettiği değerleri hatırlatıp yaşatmak üzere yapılan görkemli bir anıt mezar. Mimari projesi uluslararası bir yarışmayla seçilen Anıtkabir, bir anıt mezar olmanın ötesinde cumhuriyetin önemli simgelerinden biri olarak da kabul ediliyor.


Anıtkabir’in yer seçimi

Anıtkabir’in yapılacağı bölgenin belirlenmesi için hükümet tarafından hızla özel bir komisyon kuruldu. Komisyonun araştırmaları sonucu Ankara’da pek çok alternatif yer belirlendi. Çankaya, Etnografya Müzesi, Kabatepe (Büyük Millet Meclisinin arkasındaki tepe), Ankara Kalesi, Bakanlıklar, Eski Ziraat Mektebi, Gençlik Parkı, Altındağ ve Gazi Orman Çiftliği seçenekleri arasında en çok üzerinde durulan bölge Çankaya idi. Atatürk’ün uzun yıllar Çankaya’da yaşaması ve burayı hatıralarının yaşayacağı yer Olarak ifade etmesi bu olasılığın öne çıkmasının başlıca nedenleriydi.

Rasattepe’den Ankara şehrinin görünümü

Daha sonra Anıtkabir’in yapılacağı yerin kesin olarak belirlenmesi amacıyla bir üst komisyon kuruldu. Komisyon başkanının yeni yer önerilerinin yapılabileceğini belirtmesi üzerine Trabzon Milletvekili Yüksek Mühendis Mithat Aydın, Ankara’nın çeşitli bölgelerini gezerek araştırma yapmaya başlar. Bu gezileri sırasında Rasattepe’ye çıkan Aydın, şehrin ortasında ve yüksekte bulunan, çevresi de boş olan bu tepenin Ankara’nın her yerinden görüneceğini belirterek son komisyon toplantısında öneride bulunur. Anıtkabir için Çankaya konusunda ısrarcı olan çoğu komisyon üyesi Rasattepe’yi inceledikten sonra fikirlerini değiştirdi. Süreyya Örgeevren’in Rasattepe ile ilgili değerlendirmeleri ve İçel Milletvekili Emin İnankur’un Atatürk’le bu tepede bulundukları sırada Atatürk’ün “Bu tepe ne güzel bir anıt yeri” dediği anısını anlatması sonrasında yapılan oylamada Anıtkabir’in yeri olarak büyük çoğunlukla Rasattepe kabul edildi.

Rasattepe

Daha sonra Anıttepe ismini alacak olan Rasattepe’de tepeye ismini veren küçük rasat istasyonları bulunmaktaydı. Aynı zamanda bu tepede Frigler’den kalan tümülüsler de bulunmaktaydı. Bunlar, toprak içinde oda şeklinde yapılan ve içerisine ölen kişi ile beraber eşyaları, silah ve yiyecek konularak üstü kalaslarla kapatılan sonra da toprak yığılarak küçük bir tepe haline getirilen mezarlardı. Ankaralılar bu küçük tepeler nedeniyle buraya ‘Beştepeler’ ismini takmıştı. Anıtkabir’in inşaatı öncesi gerekli arkeolojik kazılar yapılarak bulunan tüm tarihi eserler sergilenmek üzere Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne gönderilmiştir. Daha sonraki yıllarda yapılan jeolojik incelemelerde 40 metreye varan sondajlar yapılmış ve tepenin içinde büyük boşluklar (galeriler) bulunmuştur. Bu tespit sonrası, Anıtkabir’in Mimari projesinde gerekli değişiklikler yapılarak, yaklaşık 150 bin tonluk yapının temeli her tarafından demir potrel ve tellerle desteklenerek, bir geminin su altındaki kısmına benzer şekilde toprağın içine yerleştirilmiştir.


Anıtkabir mimari projesinin belirlenmesi

Anıtkabir’in yeri belirlendikten sonra yapılacak anıtın mimari tasarımını belirlemek üzere bir proje yarışması yapılması kararlaştırıldı. Yeni bir komisyon kurularak Anıtkabir’in genel özellikleri ile gerekliliklerini belirledi ve bir bildiri olarak yayınladı. Yarışmanın ilk duyurusu 18 Şubat 1941 tarihinde yapıldı. 1 Mart 1941’de şartnamenin yayınlanması ile yarışma resmen başlamış oldu. Projelerin teslim edilmesi için belirlenen 8 aylık yarışma süresi, özellikle 2. Dünya Savaşı’nın en şiddetli çarpışmalarının yaşandığı ülkelerden gelen talepler doğrultusunda 4 ay daha uzatıldı. Beklentilerin üstünde ilgi uyandıran yarışmaya Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya’dan toplam olarak 49 mimari proje katıldı. Projelerin tarafsız olarak değerlendirilmesi için ünlü Alman mimar Prof. Paul Bonatz, İsviçreli mimar Prof. İvar Tengbom ve Macar mimar Prof. Karoly Wichinger ile ünlü Türk mimarlar Prof. Arif Hikmet Holtay, Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve imar işleri Reisi Yüksek Mimar Muammer Çavuşoğlu ve Ankara İmar Müdürü Yüksek Mimar Muhlis Sertel’in yer aldığı uluslararası bir jüri oluşturulmuştu.

Paul Bonatz’ın Anıtkabir’in mimari tasarımı ile ilgili notları

Jürinin çalışmaları sonucu 3 proje ödüle hak kazanmış, 5 projeye ise mansiyon ödülü verilerek hükümete satın alması tavsiye edilmiştir. Jüri ödüle layık görülen 3 proje arasında bir tercih yapamamış ama her proje ile ilgili eleştirilerini belirtmiş ve bazı değişiklikler yapılmasını tavsiye etmiştir. Bunlar, Almanya’dan, ünlü Tannenberg Anıtı’nı yapan Prof. Johannes Kruger, İtalya’dan Prof. Arnaldo Foschini ve Türkiye’den Prof. Emin Onat ile Doçent Orhan Arda’nın eserleriydi.

Yarışma şartnamesindeki bir maddeyle belirtildiği üzere hükümetin, jürinin ödüle değer gördüğü 3 projeden birini seçme yetkisi vardı. Hükümet bir çok uzmanın görüşüne başvurmuş ve jürinin araziye çok daha uygun değerlendirmesini de göz önünde bulundurarak Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda’nın eserini Anıtkabir’in mimari projesi olarak belirlemiştir. Diğer iki proje de ikinci sayılmış, seçilen projenin de jürinin belirttiği değişiklik ve düzeltmeler yapıldıktan sonra uygulanmasına karar verilmiştir.

Projede yapılması öngörülen tüm değişiklik ve iyileştirmelerin tamamlanmasının ardından, bu süreci takip ve denetleme amacıyla kurulan komisyonun 18 Kasım 1943 tarihli kararıyla Anıtkabir’in mimari projesinin tamamlandığı ve inşaatın başlayabileceğine yönelik karar alınmıştır. Yasal prosedürlerin tamamlanması ve açılan ihalelerin sonuçlanmasını takiben 9 Ekim 1944 günü yapılan görkemli temel atma töreniyle Anıtkabir’in inşaatı resmen başlamıştır.


Anıtkabir’in inşaatı

Anıtkabir’in inşaatının 4 aşamada tamamlanması planlanmıştır. İlk aşamada toprak tesviyesinin ve aslanlı yolun istinat duvarlarının yapılması, ikinci aşamada mozole ve yardımcı binaların inşa edilmesi, üçüncü aşamada anıta çıkan yollar, aslanlı yol ve tören meydanının taş kaplamaları, mozole üstünün taş kaplaması, merdiven basamakları, lahit taşının yerleştirilmesi ve tesisat işlerinin yapılması, dördüncü aşamada şeref holünün döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılması kararlaştırılmıştır.

Tüm aşamalar planlandığı gibi ilerlemiş, yalnızca son aşamada Anıtkabir’in daha düşük maliyetle ve daha erken bitirilmesi konusunda bir araştırma talep edilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucu, şeref holünün projede belirlenen 28 metrelik yüksekliğini azaltıp, mozolenin üzerinde yer alması planlanan, milli mücadele ve Türk inkılabını canlandıran kabartmalarla bezeli duvarlardan oluşan ikinci kattan vazgeçilmesi ile bunun mümkün olacağı rapor edilmiştir. Hükümet onayıyla projede belirtilen değişiklikler yapılarak Anıtkabir’in inşaatı tamamlanmıştır. 9 Ekim 1944’de başlayan inşaat 1 Eylül 1953 tarihinde bitirilmiştir. Atatürk’ün naaşı 10 Kasım 1953 günü 15 yıldır gömülü bulunduğu Etnografya Müzesi’nden alınarak, top arabası ile Anıtkabir’e getirilmiş ve mozolenin zemin katındaki mezar odasında ülkenin dört bir yanından getirilen toprağa defnedilmiştir.

Anıtkabir’in mimari özellikleri


İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nin etkileri

Türkiye’de mimarlık alanında 1940-1950 yılları arası, ‘İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi’ olarak adlandırılır. 1930’lu yıllarda Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmeler bu dönem bakış açısının oluşmasında etkili olmuştur. Bunların en önemlileri yapılan devrimsel değişiklikler ve Türkiye’nin gelişimi, Atatürk’ün ölümü, 2. Dünya Savaşı’nın başlaması ve savaşın getirdiği maddi, manevi yüklerdir. Bu dönemde yapılarda anıtsal bir yaklaşım benimsenmiş, tasarımlarda simetrinin önemi artmış, kesme taş kullanılan büyük boyutlu binalar öne çıkmıştır. Geleneksel ve yerel bir mimari felsefe ağırlık kazanarak, yapıların hem mimari tasarımında kültürel özgünlüğe sahip olması hem de yapımında yerel malzeme ve işçilik kullanılması görüşü benimsenmiştir. Bu dönem Türk mimarisinin bir eseri olan Anıtkabir, döneme ait mimari özelliklerini taşımakla birlikte tasarımı ve inşaatıyla bu dönem içinde sürekli gündemde kalması, projenin yapısal büyüklüğü ve duygusal etkisinin yoğunluğu ile aynı zamanda dönemi besleyen bir unsurdur.

Fotoğraf: Mardetanha

Anıtkabir’in mimarisi yapısı

Anıtkabir, Barış Parkı ile aslanlı yol, tören meydanı ve mozoleyi içine alan Anıt Bloku olarak iki bölüme ayrılır. Anıt Bloku’ndaki üç ana bölümün çeşitli yerlerinde ise İsmet İnönü’nün lahti, kuleler, heykeller, müze, kütüphane, galeri gibi ek yapılar bulunmaktadır. Anıtkabir’in 750 bin metrekarelik toplam alanının 620 bin metrekarelik bölümü Barış Parkı, 130 bin metrekarelik bölümü ise Anıt Bloku’na aittir.

Anıtkabir’de, Anıt Bloku’nun kenar ve köşelerine yerleştirilmiş, dikdörtgen plan üzerine kurulu, tepesinde bronz mızrak ucu  bulunan piramit çatılarla örtülü kule olarak tanımlanan aynı özelliklerde 10 adet yapı bulunmaktadır. Her biri Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili bir temayı temsil eden bu kuleler, Hürriyet, İstiklal, Mehmetçik, Zafer, Barış, 23 Nisan, Misak-ı Milli, İnkılap, Cumhuriyet ve Müdafaa-i Hukuk adlarını taşımaktadır. İç ve dış yüzeylerinde kulenin ismiyle ilgili kabartmalar ve Atatürk’ün ilgili özdeyişleri bulunan kulelerde eski Türk kilim desenlerinden alınmış, fresk tekniğinde geometrik süslemeler de görülür. Kulelerin duvarları tematik anlatımlar için kullanılırken iç kısımları da sergi ve bilgilendirme alanları olarak değerlendirilmiştir.

Anıtkabir’in yapıları betondan inşa edilmiş, dış kısımlar kolay işlenebilen çeşitli renklerde, gözenekli travertenlerle kaplanmış; mozole içi kaplamalarda ise ülkenin farklı yerlerinden getirilen farklı renk ve dokuda mermerler tercih edilmiştir.

Fotoğraf: Dennis Jarvis

Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı ilçesinden, kulelerin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy’den getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı Eskipazar’dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır.

Barış Parkı



This post first appeared on Mimari, Sanat, Tasarım, Çevre, Yaşam | Kilsan, please read the originial post: here

Share the post

Anıtkabir, Atatürk’ün görkemli anıt mezarı

×

Subscribe to Mimari, Sanat, Tasarım, Çevre, Yaşam | Kilsan

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×