Get Even More Visitors To Your Blog, Upgrade To A Business Listing >>

Galle: Hint Okyanusu’nda ortaçağ Avrupası

Fotoğraf: surfsouthsrilanka.com

Sri Lanka’nın güneybatı kıyısında yer alan Galle, çok ırklı ve çok dinli kültürü ile renkli bir geçmişe sahip. Kentin Galle Fort olarak adlandırılan eski kısmı, sömürge dönemi mimarisiyle Galle tarihinin kalbini oluşturuyor. Anıtsal değeri UNESCO tarafından da kabul edilmiş olan bölge, Dünya Mirası Listesi’ne kayıtlı.

Deniz ticareti ile tarihi boyunca oldukça popüler olan Galle, uzun yıllar Avrupa ülkelerinin sömürgesinde yaşadı. Kent, antik zamanlarda Sri Lanka halkının konuştuğu Sinhala dilinde “Gin nehri yakınındaki liman” anlamına gelen Gimhathitha olarak biliniyordu. Galle isminin ise, Hollandaca ‘Gallus’ yani horoz sözcüğünden türetildiği düşünülüyor. Bir dönem Galle’nin sembolü olarak horozun kullanılmış olması da bu düşünceyi güçlendiriyor.

Galle Fort

Galle, yeni ve eski kent olarak iki bölümden oluşuyor. Eski kent, büyük bir surla çevrili olduğu için Galle Fort yani Galle Kalesi olarak adlandırılıyor. Bölge, on altıncı yüzyılın başlarından itibaren, Portekiz, Hollanda ve İngiliz sömürgesi altında yaşamış. Bu nedenle sömürge dönemlerinden kalan yapı ve eserler kente ortaçağ Avrupası izlenimi veriyor.

Fotoğraf: Anja Leidel

Sri Lanka Arkeoloji Departmanı tarafından yapılan geniş kapsamlı yeniden yapılanma çalışmaları sonucunda, tüm yapılar yenilenmiş ve kent Avrupa mimarisi ile Güney Asya geleneklerinin etkileşimini birleştiren bir dokuya sahip olmuş. Kısaca Galle Fort için tarihi, arkeolojik ve mimari bir miras anıtı demek mümkün.

Rhumassala Kanda ve Ramayana

Galle Körfezi’nde yer alan Galle kenti önemli olduğu kadar efsanevi coğrafi özellikler barındırıyor. Bunlardan en ilginci Galle Limanı’nın doğusunda bulunan Rhumassala Kanda isimli dağ. Galle limanı ve çevresinin panoramik görünümüne hakim olan Rhumassala Kanda, yerel halk tarafından büyük Hint destanlarından biri olan Ramayana le ilişkilendiriliyor.

Fotoğraf: radhakrishnatemple.net

Antik çağ Hint krallıklarından olan Kosala’nın sevilen prensi Rama’nın hikayesini anlatan Ramayana, tarihinin başlangıcından yaklaşık 2000 yıl önce Sanskritçe yazılmış epik bir şiir.

Ramayana destanına göre, Prens Rama’nın kardeşi Lakshman savaşta yaralanır. Rama, kardeşini tedavi edecek şifalı bitkiyi getirmesi için maymun ordusunun başındaki Hanuman’ı Himalaya Dağı’na gönderir. Ancak Hanuman, bitkinin adını unutur ve tüm şifalı otları getirebilmek için Himalaya Dağı’nın büyük bir bölümünü koparıp sırtında taşır. Ancak dağ parçasını düşürür. Düşen dağ, gerçekten de çok çeşitli tıbbi bitkiler barındıran Rhumassala Kanda’dır.

Sömürgeler dönemi

Çok eski tarihlerden başlayarak önemli bir liman kenti olan Galle’nin en eski tarihsel varlığı Ptolemy’nin dünya haritasına kadar uzanmaktadır. Ünlü gezgin İbn-i Batuda da on dördüncü yüzyılda şehri ziyaret etmiştir. Kent, Persler, Araplar, Rumlar, Romalılar, Malaylar, Hintliler ve Çinliler tarafından uzun yıllar özellikle tarçın ticareti için bir liman olarak kullanılmıştır.

On altıncı yüzyılda, Lorenzo de Almeida’nın komutasında Maldivler’e giden bir Portekiz filosu fırtınaya yakalanınca limana sığınmak zorunda kalır. 1505 yılında gerçekleşen bu olay, kentin zamanla Portekiz sömürgesi haline gelmesine neden olur. Böylece Galle’nin Avrupalı tarihi de başlamış olur. Portekizliler 1588 yılında limanı korumak için surlar ve bir kale yaparlar. Önceleri palmiye ağaçları ve çamurdan yapılan kaleye daha sonra bir saat kulesi ve Yıldız, Güneş ve Ay isimli üç burç eklerler. Kalenin içinde küçük çapta da olsa kenti inşa etmeye başlarlar.

Portekizliler tarafından yapılan burç ve saat kulesi
Fotoğraf: yeowatzup

On yedinci yüzyıl, Galle tarihi ve kültürü için bir dönüm noktası olur. Hollandalılar, kenti büyük bir donanmayla ve 2500 kişilik bir kuvvetle kuşatarak 1640 yılında Portekizlilerden alır. Galle, iki yüzyıl boyunca Hollanda sömürgesinde kalır. Hollandalılar kentte güçlü bir savunma hattı oluşturur. Portekizlilerin yaptığı kale surlarını genişleterek ve güçlendirerek 1663 yılında tek bir kaleye dönüştürürler. Galle, Hollanda sömürgesinde olduğu yıllarda Sri Lanka’nın ana limanı haline gelir ve hızla gelişir. Kent, Hollandalılar tarafından inşa edilir ve yüzyıllar boyu görkemli bir mimari eser koleksiyonu oluşturur.

Fotoğraf: accruholidays.com

On sekizinci yüzyılın sonunda, 1796 yılında Galle, Kolombiya’da imzalanan bir antlaşma uyarınca İngilizlere teslim edilir. Kent, 1948 yılında Sri Lanka bağımsız bir devlet olana kadar İngiliz sömürgesinde kalır. Galle’nin önemi İngilizlerin gelişinden sonra azalır ve ana liman özelliğini başkent Kolombo’ya kaptırır.

Galle, Aralık 2004 tarihinde, Endonezya kıyılarında meydana gelen Hint Okyanusu depreminin yol açtığı tsunamiyle büyük bir yıkım yaşadı; ancak zarar gören tarihi yapılar restore edildi.

Fotoğraf: Giovanni Boccardi

Galle Fort Kalesi

Galle Fort’a egemen olan Hollanda mimari tarzı ve Avrupa kültürü, kente bir ortaçağ Avrupa kenti görüntüsü veriyor.

Kentin mimari ve tarihi olarak en önemli yapısı Galle Fort’a adını da veren kaledir. Şehrin güneybatısında yer alan kale, Avrupa işgalcileri tarafından inşa edilmiş Asya’daki en büyük kale olma özelliğine sahip. Mercan ve granit taşlarla yapılmış olan kale, 131 dönümlük bir alanı kaplıyor ve on dört burcu bulunuyor.

Limandan ve karadan olmak üzere kalenin iki kapısı bulunuyor. “Portcullised” yani “Kapıdan kapaklı kapılar” olarak adlandırılan kapılardan liman tarafında olanın üzerinde yapım tarihini gösteren “ANNO MDCLXIX” yazısı ve Hollanda Doğu Hindistan Şirketi anlamına gelen Verenigde Oostindindische Compagnie’nin kısaltması olan VOC monogramı yer alıyor. Kara tarafında yer alan ana kapıya ise Hollanda yönetimi sırasında bir hendek inşa edilmiş ve kapı bir çekme köprüyle güçlendirilmiş. Köprünün yapımına Hollandalılar tarafından başlanmış, İngiliz sömürge döneminde tamamlanmış.

Kapının üzerindeki yazı ve monogram
Fotoğraf: Tjeerd Wiersma
Fotoğraf: Travolution360

Kaleye İngiliz denetimi sırasında da birçok değişiklik yapılmış durumda. Kraliçe Victoria’nın kutsiyetini anmak için 1883’te bir kule dikilmiş. İkinci Dünya Savaşı sırasında kaleyi savunmak için pek çok yeni kale inşa edilmiş. Limana giren gemileri tehlikeli kayalardan korumak için ise 1938 yılında, surların ucuna 1.838 metre yüksekliğinde bir deniz feneri yapılmış.

Galle Kalesi, yüzyıllar boyunca yapılan tüm değişikliklere rağmen, inşa edildiği tarihten bu yana, “Avrupa mimarisinin birleşimi ile güçlendirilmiş bir kentin en güzel örneği” olarak anılmaya devam ediyor.

Kale içi kenti

Kale içinde inşa edilen kent, dikdörtgen bir ızgara düzeninde. Çevre yolları kale surlarına paralel olarak planlanmış ve son derece iyi düzenlenmiş. Kale içi, kentin sömürge egemenliğinin geçmiş dönemini yansıtan hem Portekiz hem Hollanda hem de İngiliz dönemi binalarına sahip.

Kente Hollandalılar tarafından iki yüz yıl önce yapılan yeraltı kanalizasyon sistemi, su taşkınlarını önlemek üzere tasarlanmış. Gelgit tarafından günde iki kez otomatik olarak boşaltan sistem, tuğla kaplı kanallardan oluşuyor.

Kalenin içinde yer alan kiliseler, camiler ve tapınaklar birkaç dinin Sri Lanka’da barış içinde yaşadığına dair önemli bir kanıt oluşturuyor. Kasaba önemli sivil ive askeri yapılar ile donatılmış. Eski evlerin içi geniş, havadar ve geniş. Süslü kapılar ve pencerelerle bezenmiş evlerin çoğunluğunda veranda, iç avlu ve bahçe bulunuyor. Sokak isimlerinin birçoğu mimariye de hakim olan Hollanda kökenli.

Galle’deki diğer önemli tarihi yerler arasında 1640 yılında yapılmış Hollanda Reform Kilisesi, 1904 yılında yapılmış Meera Cami, sömürge dönemlerine ait antika eşya koleksiyonlarının sergilendiği Mansion Galle Müzesi, liman tarihini barındıran Ulusal Denizcilik Müzesi, adadaki ana Şiva tapınaklarından biri olan Cizvit rahipleri tarafından kurulan Aziz Mary Katedrali, Azizler Kilsesi, İngiliz döneminde yapılan Kraliçe Evi ve tarihi lüks otel Amangalla yer alıyor.

Yaklaşık 400 evin üçte birinin yabancılara ait olduğu Galle’de eski evlerin birçoğu zengin Sri Lankalılar tarafından satın alınmış ve tatil evi olarak yenilenmiş.

Galle: Hint Okyanusu’nda ortaçağ Avrupası yazısı Kilsan Blog sitesine aittir.



This post first appeared on Mimari, Sanat, Tasarım, Çevre, Yaşam | Kilsan, please read the originial post: here

Share the post

Galle: Hint Okyanusu’nda ortaçağ Avrupası

×

Subscribe to Mimari, Sanat, Tasarım, Çevre, Yaşam | Kilsan

Get updates delivered right to your inbox!

Thank you for your subscription

×